19 Nisan 2017 Çarşamba

İş Bitirici

Çocuklara bizim yön verdiğimiz kadar beraberinde getirdikleri bir karakterleri var. Elifimiz iş bitirici ve tez canlı. Rutinlerimizi gözlemleyip kendi tanımlarına göre hemen işe girişiyor. Bulaşık makinasının kapağı açılır açılmaz hemen boşaltmaya başlıyor. Ancak onun için bulaşık makinasına kirlileri koymak ile temizleri boşaltmak arasındaki fark o kadar net değil. Biraz hatırlatma gerekiyor: "Hayır şimdi yıkıyoruz Elifcim. Bak bunlar kirli. Ayy, ne kadar da pisler! Koyalım da yıkansınlar..."

Birimiz market poşetleri ile içeri girince hemen poşetleri boşaltmaya başlıyor. Bilebildiği kadarı ile yerleştiriyor. Boşalan poşetleri de poşet kutusuna koymayı unutmuyor. Yere birşey mi döküldü hemen bir peçete ile siliyor. Nerede ne iş olduğunu farkederse bir şekilde ucundan tutuyor. Dün mesela bahçe sulama işine ben söylemeden başlamıştı bile. Su kabını aldı. Beni elimden tutarak hortumun oraya götürdü. Onun taşıyabileceği şekilde su doldurduk ve yeşillik neresi gözüne çarptıysa sulamaya başladı.



5 Nisan 2017 Çarşamba

Çocukla Beraber Uyumak

Bütün çocuklarımda içimde yaşadığım gelgitlerden biridir. Çocuklarımın yanımda uyumasına izin versem mi vermesem mi çıkmazı. Meryem doğduğunda çok idealisttim. İlk haftalarda kendi yatağında uyuması için epey bir denedim. Ancak çok kısa bir süre sonra pes etmiştim bile. Meryem yanımda olmadan uyumuyordu. O yanımda iken ne onun ne benim uyku problemimiz oluyordu. Sonuç olarak bir yaşına kadar yanımızda yattı. Sonra kendi yatağında uyuması için alıştırma çalışmaları derken Bilge doğdu ve hep beraber tekrar benim yatağıma taşındık. Elif doğduktan sonra üçü bir arada yatağıma taşınma girişiminde bulunmadılar değil ama bu teknik olarak mümkün olmadı. Elif bir yanımda olunca diğer yanımda sadece bir kişiye yer kalıyordu. Kimin yanımda olacağı konusunda Meryem ile Bilge bir türlü anlaşmadıkları için kendi yataklarında uyumaları gerektiği gerçeğini zorunlu olarak kabullenmişlerdi.

Elif 2 yaşına yaklaşırken kendi yatağında uyuma alışkanlığı kazandırmaya çalışıyoruz. Yatma zamanı gelince biraz mırın kırın etse de kendi yatağında (aslında daha çok Meryem'in yanında) uykuya dalıyor. Ancak bu birkaç saatlik bir uyku oluyor. Gece 11-12 gibi kalkıyor. Ben odamda yatağımdaysam hemen yanıma geliyor. Birkaç kere tekrar yatağına götrümeyi denedim. Ben yatırdım o kalktı, ben yatırdım o kalktı. Sanki benim sabrımı ölçüyordu. Gece uzun olunca ve ertesi gün iş başı yapmak zorunda olunca insan ister istemez pes ediyor ve ben pes ettim. Geceleri yüzünde o muzur gülümsemesi ile gözleri yarı açık yarı kapalı şekilde yanıma geliyor ve birlikte uykuya dalıyoruz.

İdealist anne yanım bunu bir şekilde sonlandırmam gerektiğini söylüyor. Sonuçta bağımsız bir birey olarak gelişebilmesi gerek. Tabii buna karşıt olarak ileri sürülen bir sürü araştırma da çocuklarla bereber uyumanın onları nasıl duygusal olarak beslediğinden bahsediyor. Benim için bu iki görüşlerden ötesi var. Gecenin bir yarısı uykunuzun en güzel yerinde sıcacık bir kol size sarılıyor ve sizi sıkı sıkı kucaklıyor ve daha da güzeli uyku uyanıklık arası sizi öpücüklere boğuyor. İşte bu vazgeçilemeyecek kadar güzel  bir duygu.