10 Şubat 2016 Çarşamba

Süt Anne

Bu iş görüşmeleri sırasında bir oraya bir buraya giderken kızım Elif'i sadece fiziksel olarak değil duygusal olarak da kendimden mahrum bırakıyor olmak beni üzüyordu. Anne ve çocuk arasındaki bağ çocucuğu sadece beslemekten çok da öte. Özellikle de emzirince. O tensel dokunuş benim için önemli olduğu kadar Elif için de çok önemli biliyorum. Bir haftalık yokluk Elifi'e bu tensel sıcaklığın eksikliğini hissettirmişti sanırım. İşte tam bu sırada Mehtap yardımımıza koşmuş ve kızımın süt annesi olmuştu.
Mehtap bana Elif'in ona nasıl sarıldığını ve o anki huzurunu anlatınca ikimiz de çok duygulandık. Benim için bu durum kızımın o an rahatlamasından çok daha öteydi. Kızımın artık bir süt annesi vardı. Bu çok güçlü birşeydi. Onu her zaman koruyacak, kollayacak ve onun iyiliği için dua edecek bir değil iki annesi vardı şimdi. ve bu ne kadar değerli birşeydi. Bu iş görüşmeleri benim için çok iyi sonuçlanmasa da kızıma bir süt anne kazandırmıştı.

3 Şubat 2016 Çarşamba

Elif'den Ayrı Geçen Geceler

Bu ay kızımla ilk ayrılıklarımızı yaşadık. İş görüşmeleri dolayısıyla önce Northern Iowa üniversitesi için Cedar Falls'a, sonra Illinois State Üniversitesi, Normal Bloomington'a en son da dün Northern Kentucky Üniversitesi görüşmesi için Cincinati/Kentucky'e gittim. Bu görüşmeler o kadar üst üste oldu ki Emre evde üç çocukla ben yollarda çok yorulduk. Umarım birisinden veya birkaçından güzel haberler alırım. Bütün bunlar olurken sadece görüşmelerin değil Elif'i arkada bırakcak olmanın sıkıntısı vardı. Bilge bebekken onu gittiğim iki konferansa yanımda götürmüştüm ama iş görüşmeleri konferanstan çok daha yoğun oluyor. Sabah erken saatte başlayıp akşam 8'e, 9'a kadar sürdüğü oluyor. Yani bu kadar uzun bir süre ne Elif'i bilmediğim bir bakıcı ile barakabilirim ne de bakıcıya para yetiştirebilirim. Ayrıca Bilge'yi yanımda götürdüğümde çok zorlanmıştım. Bakıcılara tam güvenemiyorsun. Sosyal etkinliklere katılmak yerine bir an önce çocuğunun yanına gitmek istiyorsun. Epey bir zor olmuştu. 

Neyse ki ek gıdaya başladığımız bir dönem. Elif'e bir kaç aydır ek gıda veriyorum. Önceleri tükürdü istemedi ama şu anda hemen hemen herşeyi yiyor. Öyle ilk aylarda olduğu gibi sürekli süt yetiştirme stresi yok. Ama özellikle Iowa ve İllinois arka arkayaydı ve o görüşmelerden önce dolaba gidip gidip buzluktaki süt deposunu kontrol ediyordum. Acaba yeterli olacak mı, süt biterse ne olacak endişesi ile. Hatta ara tatilde formula bile denemeye çalıştım. Süt biterse şimdiden içmeye alışşına diye ama istemedi. Şimdi bu görüşmelerin hepsi bitti ve korktuğum hiç birşey olmadı. Elif geceleri ağlayarak geçirmedi, gece acıktığında biberona itiraz etmemiş. Dolapta hala yeteri kadar süt depomuz var. Okulda biraz daha fazla öğretmenlerine sarılmak istemiş ama genel olarak mutluymuş. Aslında o kadar endişelenmem yersizmiş ama annelik duygusallığı işte insan engel olamıyor.

Ben ise bu arada daha profesyonel bir anne oldum. Süt pompam hep yanımaydı. Gittiğim otellerde ilk işim süt sağıp otel görevlisinden buzlukta saklamasını rica etmek oluyordu. Otelden çıkmadan aynı şekilde. Gün içerisinde süt sağmamış olsam bile sabah sağdığım için o kadar rahatsızlık duymadım. Akşam vakit biraz ilerleyince biriken süt rahatsız etmeye başlasa da o kadar kötü olmadı. Süt poşetlerinin biri hariç hepsi donmuş olduğu için yol boyunca rahatça taşıyabildim. Uçaklara inip bınerken hostesleren sütleri buzlu bölmede tutmalarını rica ettim. En son artık Kentucky dönüşü havalanı bekleme süresi uzayınca aile tuvaletlerinin birinde süt bile sağdım. Arkadaşımın verdiği saklama kabı ve içine önceden koyduğumuz buzlarla uzun bir bekleme süresine rağmen Elif için depoladığım sütleri bozulmadan getirebildim. Bir dahaki seyahatlar için kullanılmak üzere buzlukta boşalan rafları yenisi ile doldurmuş oldum. 

Bilge'yi yanımda konferanslara götürdüğümde anne olarak benim için rahat ediyordu ama şimdi düşününce aslında o kadar iyi bir karar olmadığını çok iyi görüyorum. Çocuklar alışık oldukları ortamda ve alışık oldukları insanlarla daha huzurlu oluyorlar. Elif bu ilk ayrılık günlerimizi yabancı bir otel odasında ilk defa göreceği bir bakıcı ile geçirmek yerine evimizde veya kreşte, babası veya öğretmenleri ile beraber geçirerek  çok daha huzurlu bir şekilde atlatmıştı.