2 Mayıs 2014 Cuma

İş Görüşmesi

Meryem ile arabada okul dönüşü konuşmalarımızdan birisini yapıyoruz. Günün nasıl geçti sorusundan sonra ben ona yarınki planlarımızdan bahsediyorum.
Ben: Yarın akşam Danny'lere gideceğiz.
Meryem: Danny kim?
Ben: Hani düğünlerine gitmiştik ya. Selçuk ve Danny. Selçuk'a mezuniyet partisi düzenleyeceklermiş. Selçuk okulu bitirmiş.
Meryem: Yani taşınacaklar mı?
Ben: Büyük ihtimalle. Buldukları işe göre. Yarın benim de bir tane iş görüşmem var Meryem. Dua et iyi geçsin. Yoksa gelecek seneye hiç paramız olmayabilir.
Meryem: O zaman bir "Sign" gösterip ona paramız yok diye mi yazarız?
Ben: !?!? İnşallah sokaklarda paramız yok yazılı bir kağıt taşıyacak kadar parasız kalmayız kızım.

Ölümden Sonrası

Meryem ile balıklarla başlayan konuşmamız bir şekilde ölümden sonraki hayata geldi.
Meryem: Anne balıklar nereden geldiler?
Ben: Nasıl yani, göldeki balıklar mı?
Meryem: Evet.
Ben: Yumurtadan çıkıyorlar. Anneleri yumurta bırakıyor sonra onlar da yumurtadan çıkıyorlar.
Meryem: Anneanne nasıl geldi?
Ben: Annesinden.
Meryem: Şimdi annesi nerde, öldü mü?
Ben: Evet annecim öldü.
Meryem: Ölünce ne oluyor? Yeniden mi doğuyoruz?
Ben: Evet, öyle de diyebiliriz.
Meryem: Peki biz yine insan mı olacağız?
Ben: Evet?!
Meryem: Yine Turkish mi konuşacağız?
Ben: Bilmem. Sen ne konuşmak istersin?
Meryem: Chinese. Yok, yok "hola" o ne Spanish mi?
Ben: Evet.
Meryem: Spanish "adın ne" nasıl denir?
Ben: Sen istersen babanla konuş bunu. O daha iyi biliyor.

Nereden nereye. Balıklardan başladık, ölümden sonraki hayata geldik ve bir baktım İspanyolca pratiği yapıyoruz. Bu çocuklarla insan gerçekten sıkılmaz.

Bak Şu Hayal Gücünün Yaptığına

Meryem bize çok yakın oturan arkadaşı Rocky'i dışarıda görünce dışarıya çıkmak istedi. Meryem'i dışarıda gören Bilge onun peşinden çıkmak isteyince mecburen peşlerinden gittim. Bir süre oynadılar ama artık uyku vakitleri geliyordu. Meryem ve Rocky'i eve gitmeleri konusunda ikna ettikten sonra sıra Bilge'ye gelmişti ve bu en zor olanıydı.

Ben: Hadi oğlum içeri gidelim.
Bilge: Ben balık bakcam.
Ben: ama hadi artık uyku vaktin geldin.
Bilge: Ben ördek bakcam. Ben balık bakcam.
Ben: Bilge bak hava kararıyor. Eve gitmemiz gerek. Hem bak balıklar da uyuyor.
Bilge: Balık uyucak?
Ben: Evet.
Bilge: Ördek uyucak?
Ben: Evet.
Bilge: Kuş uyucak?
Ben: Evet.
Bilge: Aslan uyucak?
Ben: Bilmiyorum.
Bilge: Aslan uyucak?
Ben: Evet.
Bilge: ııı..[düşünüyor].. Ayı uyucak.
Ben: Evet. Bilge hadi bizim de uyuma vaktimiz.
Bilge: Balık adam uyucak? [Balık tutam adamı kastediyor]
Ben: Evet.
Bilge: Balık uyucak?
Ben: Evet. hadi bakalım gidiyoruz.

Kucakladım ve eve doğru taşıyorum. Yolda hala kimlerin uyuyacağını sayıyordu. Eve geldik. Evde bir süre oynamaya devam ettiler. Birer dilim kavun istediler. Bilge kavunun kabuklarını ağzı ile kopararak yere atıyordu. Ne yapıyorsun Bilge diyerek ona kızdım. Bana "dana yicek" diye cevap verdi. Boşluğu göstererek "Dana orda" diye bana gösterdi. Hayalini biraz daha renklendirmeye karar verdi. "Aslan orda, ayı orda" diye devam ettik. Bilge'nin hayal oyununa katılmaya karar verdim. "Bak şu danaya... çekil bakalım oradan" diyerek ona karşılık verdim. Bilge ile birlikte danaları kovmaya başladık. Bir süre sonra Bilge ciddi ciddi danaları kovmaya başlamıştı. "anne kokuyom" Boşluğu gösteriyor ve bana "dana, kokuyom" diyordu. Bir süre hala oyun oynadığımızı zannettim. Olduğu yerde kaldı ve yerinden kalkmayı inatla reddediyordu. Tek söylediği söz "dana kokuyom" idi. Ben onu benimle gelmeye ikna etmeye çalıştım ama ona sarılmama bile izin vermiyordu. Sonra Emre geldi, neyse ki ona sarıldı. Bir süre kafasını Emre'nin omzuna yasladı ve sonunda gerçek dünyaya döndü. Canım oğlum hayalini o kadar gerçek düşünmüştü ki kendi kurduğu hayalden korkar olmuştu.

Ertesi sabah Bilge biraz erken kalkınca onunla anne-oğul vakti geçirdik. O yine hemencecik hayal dünyasına dalmıştı. Kedi taklidi yapıyordu ben ise ona gel pisi git pisi diyerek eşlik ediyordum. O benim de onun oyununa katılmamı istiyordu. Bana baktı, baktı ve "sen ayı ol. Büyük ayı ol" dedi. Bunu acaba iltifat mı hakaret mi kabul etsem bilemedim ama rolümü hemen benimseyip ayı taklidi yaptım. Bu ayı taklidim sanırım onu korkuttu fikrini değiştirip "sen kedi ol, büyük kedi ol" dedi. Anne kedi ve oğul kedi olarak bir süre miyavlayarak koklaştık.