27 Ağustos 2012 Pazartesi

Meryem'in Yeni Kresi

Bugun Meryem yeni bir krese basladi. Aslinda bizim icin celiskilerle dolu bir degisimdi bu. Biz  Meryem'in gittigi kresten genel olarak memnunuz. Meryem bir yasindan beri o krese gidiyordu. Once "toddlers' room", sonra "two's classroom" ve "Preschool 1". Cok asiri profesyonel bir yer degil. Ama oturmus bir programlari ve belli bir ogretmen kadrosu var. Ogretmenleri sevecen ve ilgili. Siniflari epey bir genis. ve butun herkes herkesi taniyor.

Biz Meryem'i bugun basladigi krese almak istedik cunku daha profesyonel calisiyorlar. Oglen yemegi veriyorlar ve ucret olarak da eger Bilge de oraya giderse daha hesapli olacak. Ben hergun Meryem'e yemek olarak ne koysam diye dusunmek zorunda kalmayacagim.

Gecen haftalarda oryantasyon vardi. Meryem'in yeni sinifini gorunce acaba yanlis bir karar mi verdik diye dusunmeye baslamistim cunku siniflari cok kucuk. ve bir suru cocuk var. Bugun Meryem heyacanla yeni okuluna gitti. Okula geldigimizde orada Donkwan'i da gorunce daha bir heyecanladi. ama Donkwan baska bir siniftaydi ve siniftan iceri girdiginde tanidigi hic kimse yoktu. Ogretmenler de onunla cok fazla ilgilenemeyecek kadar mesgulduler. Bugun gelen bir suru yeni cocuk vardi. Kizim yepyeni bir ortamda tek basina kaldi. Bu durumun onun icin ne kadar zor oldugunu gozlerinden anlamak hic zor degildi. Biz onu oylece orada birakmak zorunda kaldik. Emre de ben de kararimizi bir kez daha sorguladik. Neden boyle bir degisiklik yapmistik sanki?
Ne kadar cok arkadasi vardi eski sinifinda. Michale, Story, Isla, Camilla. Simdi kim vardi bu sinifta? Tek basina oracikta duruyordu. Aslinda hayata dair guzel bir ogrenme firsati. Her zaman yeni ortamlar olacak, yeni arkadasliklar kurmaya calisacak. Ama bunun icin cok mu erkendi acaba? Zaman bize bunu gosterecek. Umarim yanlis bir karar degildir.

Canim kizim, baban da ben de seni oylece tek basina orada birakinca cok uzulduk. Birazdan sen farkinda olmadan sana bakacagiz. Alisabildin mi, nasilsin diye.

Masallardaki Anne ve Baba Karakterleri

Meryem buyudukce kisa hikayeler veya kelime yogunluktaki kitaplar yerine daha uzun hikayeler ve  masallar okur olduk. Bu sebeple Meryem'e bilindik cocuk masallarini iceren bir kitap aldim. Ara ara oradan sectigim veya sectigimiz masallari birlikte okuyoruz. Bu masallari bir "anne" olarak okumanin bir cocuk olarak okumaktan ne kadar farkli oldugunu masallarla ilgili detaylara gelince farkettim.
Masalimiz Hansel ve Gretel.

(http://www.childrenstory.info/childrenstories/hanselandgrethel.html)

Ben bu masali heyacanla actim ve Meryem'e hadi bugun bunu okuyalim dedim. Ben bu masali istedim cunku sekerden, cikolatan ev her cocugun hayalidir. Kucukken bu masalin en guzel kismi benim icin oydu.

Masali okumaya baslayinca aslinda bu masalin cikolatan evden cok daha derin konulari icerdigini farketmem uzun zaman almadi. Masal bu fakir aileyi tanitarak basliyor. Bir oduncu, karisi ve iki cocugu. Anne nerede? Oduncunun karisi cocuklarin annesi mi? Fakir bir aile. Yiyecek ekmegi zor buluyorlar. Derken bir gun kitlik bas gosteriyor. Peki kitlik ne demek? Boyle kitligin oldugu bir aksam oduncunun karisi, kocasini cocuklari evden atmaya ikna etmeye calisiyor. Hangi anne cocuklarini evden atmak ister? Tabii ki uvey anne. Peki "uvey anne" ne demek?
Uvey anne neden cocuklari sevmiyor, surekli onlari azarliyor ve evden atmak istiyor? Uvey annenin istegine baba boyun egmek zorunda kaliyor ve cocuklari ormanda issiz bir yere birakiyorlar.

Ben bu masali benim anne baba konusunda cok hassas kizima nasil okumaya karar verdim? Masali okurken uzerine basa basa "uvey" anne diyorum. Hic bir zaman kendi annesinin onu evde istemeyecegini dusunmesin diye. Nedense Meryem sormadi neden annesi (uvey annesi) cocuklari istemiyor, neden ormana birakiyor diyor. Ama ben anne olarak masali okumaktan rahatsiz oldum.
Neden masallardaki anneler genelde "uvey" ve babalar "silik" karakterler olurlar ki (Bakiniz: Hansel Gretel, Sinderalla, Karbeyaz). Ve neden kotulukleri hep kadinlar planlar ve erkekler kabul etmek zorunda kalir.
Hansel ve Gretel'de Meryem'in sevdigi kismi tahmin ettigim gibi cocuklarin cikolatadan eve geldikleri zaman ve tabii evlerine ceplerinde bir suru para ile dondukleri zaman. Neyse ki diger detaylar su an icin onun radarindan uzak. Umarim cok da yakininda olmaz.


25 Ağustos 2012 Cumartesi

Spora Neden Gidilir?

Bilge dogdugunda Emre bana jest olarak spor merkezine uyelik satin aldi. O zamandan beri cok duzenli olmasa da uyeligim devam ediyor ve ben haftada birkac kere gitmeye calisiyorum. son zamanlarda biraz aksatmistim. Tabii bunu en once kendim hissediyorum. Forma donme zamani geldi dedim icimden.
Ben: spora gidecegim.
Meryem: ben de gelecegim.
Ben: Annecigim oraya cocuklar gelemez. Buyukler icin.
Meryem: ama benim gozum sisti o yuzden ben de gelecegim.
Ben: Ne gozun mu sisti?
Meryem: Oyun oynuyordum, gozumu carptim, sisti. O yuzden ben de gelecem.
Ben: ?!

Sonra dusundum. ben Meryem'e bugun sabah bir ara annenin spora gitmesi lazim. Bak annenin gobek yine kocaman olmus. galiba sismis gibi birseyler dedim. o da tabii kendine spora gitmek icin bir sebep yaratti. "Benim gozum sisti, o yuzden spora gidecegim." Tabii canim ha gobegin sismis ha gozun.

21 Ağustos 2012 Salı

Farkli Kombinasyonlarda Uyku Zamani

Bizim evdeki uyku duzenimiz cok iyi bir kombinasyon problemi olabilir. Hem de zor olanindan.
Bir evde uc tane yatak var. Bu yataklardan birinde (bizim yatak odasindaki yatak) en fazla iki yetiskin ve iki cocuk, iki tanesinde (cocuklarin odasindaki yataklar) ise en fazla bir yetiskin ve iki cocuk yatabiliyorsa anne, baba ve iki cocuktan olusan bir aile kac farkli sekilde uyuyabilir?
Iste size bir gercek yasam sorusu.

Bu problemi bir formul uygulamak yerine var olabilecek butun olasiliklari listeyerek cozelim:
Once bu problem icin kullanacagimiz degiskenleri tanimlayalim.

Bizim yatak odasindaki yatak: Y1
Meryem dusunulerek hazirlanilmis yatak: Y2
Bilge dusunulerek hazirlanilmis yatak: Y3
Anne: A, Baba: B, Meryem: M, Bilge: K (baba ile karsimasin ne de olsa ikinci adi Kemal)


Olasilik 1- Y1: A-B, Y2: M, Y3:K
 Isin Turkcesi herkes lutfen kendi yatagina yatsin. Olmasi gereken bu degil midir? Ama maalesef hersey teorideki gibi olmuyor.


Olasilik 2- Y1: B, Y2:M- A, Y3:K
Bu genelde gecenin baslarinda Meryem'in uyku vakti yaklastiginda bizim tercih ettigimiz bir duzen tabii diger olasiliklar gece boyunca tuketilmek kaydiyla.


Olasilik 3- Y1:Bos, Y2: M- B, Y3: K-A
Bilge'nin uyku vakti ve Meryem hala uyumadiysa baba devreye girer. Yataklardan en buyuk olani bos bir sekilde biz cocuklarin yataklarina dagilmis durumdayiz.


Olasik 4- Y1: Bos, Y2:B, Y3:K-A-M
Gecenin bir vakti uyanan Meryem kendi yatagindan annesinin yanina yani Bilge'nin yatagina tasinir.


Olasilik 5- Y1: B, Y2: Bos, Y3:K-A-M
Baba kendi yataginin daha rahat oldugunu dusunur ve kendi yatagina gecer.


Olasilik 6 -Y1: B, Y2: A, Y3: K-M
Teknik olarak cocuklarin odasindaki yataklar bir yetiskin ve iki cocuk alabilse de bu durum hic rahat degildir. Bu durumdan bunalan anne ayni odadaki bos olan yataga gecer. Cocuklar bir yatakta anne diger yataktadir.

Olasilik 7 ve 8 -Y1:B, Y2:A-K, Y3:M veya Y1:B, Y2:A - M, Y3: K
Annesinin yaninda olmadigini ilk olarak farkeden kendini annenin yaninda bulur ve bu da bize bu iki olasiligi getirir.


Olasilik 9- Y1:B, Y2:A-K-M, Y3:Bos
Annenin yaninda olmayan diger cocuk da annenin yanindadir. Yine bosta bir yatak.


Olasilik 10 - Y1:B-A-K, Y2:M, Y3:Bos
Anne babanin yanina gecer. Yani kendi odalarina. Bir sure sonra bir aglama sesi. Supriz: Bilge uyandi. Annenin yerinden kalkacak enerjisi kalmadigi icin baba gider ve Bilge'yi annenin yanina getirir.


Olasilik 11- Y1:B-A-K-M, Y2: Bos, Y3: Bos
Meryem odada tek basina kaldigini farkeder ve onun da kendini anne ve babanin yaninda bulmasi cok zaman almaz. Buyuk yatak maksimum sinirina ulasmistir.


Olasilik 12-13 - Y1:A-K-M, Y2:B, Y3:Bos veya Y1:A-K-M, Y2: Bos, Y3:B
Baba bu durumda rahat edemez ve cocuklarin odasindaki yataga gecer.


Olasilik - 14-15-16-17 - Y1:A-M, Y2:B, Y3:K veya Y1:A-M Y2:K Y3:B
veya Y1:A-K, Y2:B, Y3:M veya Y1:A-K, Y2:M,  Y3:B

Anne Bilge'yi bos olan yataklardan birine goturur. Digerinde baba uyudugu icin Meryem annenin yaninda kalir. veya tam tersi. Meryem gider, Bilge kalir.

Olasilik 18-19-20-21 - Y1:A, Y2:B-M, Y3:K veya Y1:A, Y2:B-K, Y3:M
veya Y1:A, Y2:M, Y3: B- K veya Y1:A, Y2:K, Y3:M-B
Anne cocuklardan digerini de babanin yanina gonderir boylelikle kendisi kocaman yatakta tek basina yatabilecektir.

Olasilik 22-23 -Y1:A, Y2:B-K-M, Y3: Bos veya Y1:A, Y2: Bos,Y3: B-K-M
Anne tek basina yatar ve baba cocuklariyla kucuk yataklardan birini paylasmak zorunda kalir. Bu durum genelde anne sabah cok erken cikmak zorunda kalirsa gerceklesiyor.

Olasiliklar tukenmedi ama ben tukendim, Bir formul kullansam daha mi kisa olurdu?

Yani isin kisasi cocuklarla uyumak zor is.  

20 Ağustos 2012 Pazartesi

Bilge Yuruyor!

Bilge bugun ititbari ile 9 ay 1 haftalik. Hareketli bir cocuk ama bunun yaninda dikkatli ve gozlemci. Hemen hemen bir aydir kendi basina ayaga kalkmaya ve adim atmaya calisiyor. Ozellikle ilk baslarda her ayaga kalktiginda poposu ustune oturuyordu ama o  inatla ve kararlilikla yeniden kalkiyordu. Birkac adim atiyor ve yere dusuyor sonra tekrar kalkip kaldigi yerden devam ediyordu. Azmetti ve sonunda basardi. Oglumuz artik yuruyor. Cok kararli bir cocuk. Meryem de erken yurumustu. 10 bucuk aylikdi. ama Meryem tam hazir oldugundan emin olduktan sonra adimlarini bir yere tutunmadan atmaya basladi. Bir gun bir baktik ayaga kalkti ve yurudu. Bilge pratik yaparak kendini hazirladi ve simdi yuruyor. Iki uc gundur epey gelistirdi. Eger bir yerlere cok hizli gitmek istemiyorsa yuruyerek gitmeyi tercih ediyor. Yalpalaya yalpalaya da olsa yuruyor.Yururken kendi ile gurur duyuyor. Zaten arada ayakta kendini alkisliyor. Yani o da birseyleri basardiginin farkinda.

Bilge'nin en sevdigim ozelliklerinden birisi kendini mutlu edebilmesi. Cok nadir agliyor. Ya gercekten yorgunsa veya cok acsa agliyor. Tabii bu aralar benim onu okula birakip gitmem de eklendi ama bunlar normal sanirim. Dun Meryem televizyonda muzik acti. Bilge bunun muzik oldugunu, eglenceli bir seyler oldugunu hemen anladi ve alkislarla eslik etmeye basladi. Meryem dans ediyor, Bilge de ayakta onu alkisliyordu. Cook sevimlilerdi. 

Muzik Bilge'nin hayatinda onemli bir unsur olabilir. Bakalim zaman ne gosterecek. Su aralar en sevdigi seylerden birisi sehpa, masa veya harhangi bir zemini (bu resimde bir agac kutugu) bateri niyetine kullanip elleri ile degisik sesler cikarmak.
Bir sarki mirildanarak kendi yaptigi muzige eslik etmeyi de ihmal etmiyor tabii. Bu sarki genelde a-a-a-a-a-a--baa-baa-ba- gibi oluyor ama keyif aliyor mu aliyor. Insan ona bakinca umarim hep boyle mutlu olur diye icinden gecirmeden yapamiyor.

19 Ağustos 2012 Pazar

Bugun Bayram

Bugun Ramazan bayraminin ilk gunu. Pazar gunune denk geldigi icin okul veya herhangi bir toplanti yok. Bunun icin bizim icin gercekten bayram diyebiliriz. Amerika'ya geldigimizden bu yana bayramlar hep hafta icine denk geldigi icin bizim icin kosusturmanin arasinda bir mola gibi olmustu cogu zaman. Bugun en azindan o kosusturmadan uzaktik. Bugun en buyuk eksiklik sanirim burada uzun suredir sahip oldugumuz dostlarimizi yaz basinda bir yerlere ugurlamis olmamiz.

Bu bayram Meryem'in buyumus olmasi (birseylerin farkinda olarak hareket etmesi), bayrami biraz daha bizim icin onemli kildi. Bu gunun diger gunlerden farkli oldugunu anlayabilecek yasta ve anne-baba olarak ona bu bilinci kazandirmak bizim sorumlulugumuz. Meryem bizim elimizi optu, bayramimizi kutladi ve biz de ona bayram harcligi verdik (1 dolar+1 dolar= 2 dolar).  Aslinda oncesinde hediyeler hazirlamis olsaydik cok daha guzel olurdu. Ama biz her zamanki gibi olabildigince plansiz yasamaya devam ediyoruz. ve son anda ne yapabilirsek o bizim icin en buyuk plan oluyor.

Buradaki Turk toplulugunun duzenledigi kahvaltiya gittik. Piknik tadinda bir kahvaltiydi. Okemos'ta bir parkta oldu. Cocuklar icin disarida olmasi guzel oldu. Hem temiz hava aldilar hem de rahatca oynadilar. Meryem'in insanlara alismasi icin belli bir zamana ihtiyaci var. Herkes ona merhaba, iyi bayramlar diyor o ise kacacak bir yerler ariyor. Bu konu uzerine epey bir calismamiz gerekecek. Bilge, her zamanki gibi kendi halinde, insanlara gulucuk dagitiyordu. Ne oldugundan habersiz. Burada bayramlarda cocuklara mutlaka hediye veriyorlar. Cok hos bir gelenek gelistirmisler. Meryem'e de bayram hediyesi olarak oyuncak bir bebek almislar. Tokasi, cantasi vs bir suru aksesuari da yaninda. cok sevdi. Biz ona hic bebek almadigimiz icin ona epey bir farkli geldi.
Simdi Meryem ogle uykusuna dalmak uzere. Bilge ise kendi basina yerde oyuncaklari ile oynuyor. Bir bayram daha boyle geciyor.

17 Ağustos 2012 Cuma

Kirmizi baslikli Kiz ve Kurt

Bu benim cocukken cok sevdigim masallardan birisiydi. Bu masalin en eglenceli kismi hic suphesiz kizin buyuk annesi zannettigi kurdun yuzune bakarak gozlerinin, kulaklarinin ve agzinin neden o kadar buyuk oldugunu sormasi ve kurdun da buna verdigi cevaplar.
 Little Red Ridinghood
("http://www.dltk-teach.com/rhymes/littlered/" adresinden internet uzerinden hikayeye ulasilabilir.)

Gecen gun bu kitabi kitapcida gorunce hemen aldim. Meryem tahmin ettigim gibi cok sevdi.
Yeni versiyonunda hikayeyi biraz yumusatmislar. Kurt buyukannenin evine geldiginde buyuk anneyi yemiyor. Sadece dolaba kitliyor. Buyukanne ne olur beni yeme diye yalvarinca kurt "ben daha taze bir et pesindeyim" diyor. Tam kizi yiyecekken oduncu geliyor. Benim hatirladigim versiyonunda oduncu degil avci vardi. Belki ben tam dogru hatirlamiyorum ama avcinin oduncu olmasi da guzel bir degisim. Yani ana kurtaricimiz hayvanlari hobi olarak olduren bir kisi degil. Masalin sonunda ise kurt buyukanne veya kirmizi baslikli kizi yemedigi icin oduncu kurdu sadece baltasiyla bayiltiyor.

Biz bu kitabi su aralar gunde ardi arkasina birkac kere okuyoruz. Benim burada anlatacagim sey aslinda Meryem'in bu hikayeye getirdigi farkli bakis acisi. Meryem hikayeyi avcinin kurdu bayilttigi yere kadar cok guzel dinliyor. Ancak benim kalbi sevgi dolu kizim kurdun dustugu duruma cok uzuluyor. Kurdun o yerdeki baygin resminin oldugu sayfaya geldigimizde "kurdun annesi nerede?" diyo soruyor. O an sanirim kurt ile empatik bir bag kuruyor ve kurdun zor durumda oldugu icin yaninda annesini isteyecegini dusunuyor. Simdi ben ne cevap vereyim bu soruya? Icimden diyorum iyi ki onceki versiyonundaki gibi oduncu(avci) kurdun karnini kesip buyukanne ile kirmizi baslikli kizi kurtarmiyor yoksa isimiz cok daha zor olurdu.

16 Ağustos 2012 Perşembe

Anne Horoz ile Baba Tavuk

Bir kucuk civciv hikayesi. Meryem dun gittigimiz evin kitapliginda bulmus bana oku diye getirdi.
Tavuk ve horozun bir suru civcivi var. Hepsi "cik cik" diyor ama bir tanesi "tik tik" diyor ve bu yuzden de kendini kotu hissediyor. Cirkin ordek yavrusunun baska bir versiyonu diyebiliriz ama cok eglenceli yazmis yazar.
Meryem hikayeden cok resimleri takip ediyor ve resimlerle butunlesecek sekilde hikayeyi okumami (anlatmami) bekliyor.
Bir resimde bu "tik tik" civciv uzgun ve yalniz.
Meryem: Annesi nerede? [El agiza gidiyor hemen. Uzgun birisini gordugunde verdigi tipik tepki. Kendisi de uzuluyor ve hemen annesini soruyor.]
Ben: Evde kalmistir belki.
Meryem: Annesi gelsin.
Ben: Bakalim obur sayfada belki gelmistir. [sayfayi ceviriyoruz]
Meryem: annesi [horozu gostererek], babasi [tavugu gostererek]
Ben: Kizim bu annesi [tavugu gostererek], bu babasi [horozu gostererek]
Meryem: hayir bu annesi [horozu gostererek], bu baba[ tavugu gostererek]
Ben: Peki neden bu annesi
Meryem: cunku bu annesi [horoz] bu babasi[tavuk] o yuzden bu annesi
Ben: peki ama neden
Meryem: cunku bu annesi [horoz] bu babasi[tavuk] o yuzden bu annesi
Ben: Tamam annecim.

Neden horozu annesi olarak dusunmus olabilir
A) daha renkli oldugu icin
B) daha buyuk gorundugu icin
C) civcive daha yakin durdugu icin.

Maalesef su anda bu sorunun cevabini almam mumkun degil. Belki de cok daha baska bir sebebi vardir bunun cevabi icin Meryem'in Neden sorusunun ne demek oldugunu ogrenmesini beklemem gerekecek.

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Bilge'nin Kucuk Operasyonu

Insan cocugu dogdugunda once herseyi yerli yerinde oldugu icik Allah'a sukrediyor. Bu cok onemli birsey. Bilge icin de Meryem icin de biz bu konuda hep sukrediyoruz. Bilge dogdugunda bana hersey normal gibi gorundu. Farkettigim birsey dilini agzinin disarisina cikardikca ucu catalli gorunuyordu. Ben bunun dilinin sekli oldugunu dusundum. Sonradan hemsire ve doktorlar bunu soyleyince bunun dilinin sekli degil dilinin altindaki bagla iliskili oldugunu ogrendim. Iste bir tibbi kaynaga gore bu durumun aciklamasi:

"Halk arasında dil bağı olarak bilinen frenulum kısalığı; dilin alt kısmında görülen yumuşak dokunun olması gerektiğinden daha kısa olmasıdır. " (http://www.gunisigicocuk.com/bilgi_dil_bagi.php)

Doktor bana dilini hareket ettirebildigini soyledi ve emmesinde cok buyuk bir problem gozlemlenmedigi icin herhangi bir operasyona gerek duymadigini soyledi. Doktor gerek olmadigini soyleyince ben de Bilge gereksiz yere aci cekmesin istedim. Bilge, sesler ve heceler cikarmaya basladikca aslinda dilini zorladigini farkettim. Annem de bu durumu farketmisti. Hatta dilini o kadar cok zorlamisti ki bir ara dil altinda iltihap olustugunu gozlemledik. Bu durumu tekrar doktorla konusmaya gittigimde iltihap coktan gecmisti ve doktor benim durumu gereginden fazla abarttigimi dusundu. Yine de dil bagi operasyonunun cok kolay oldugunu istersem hemen bir randevu ayarlayabilecegini soyledi. Biz de Emre ile dusunduk ve hazir emiyorken ve tam olarak kati gidaya baslamamisken bu isin daha kolay olacagina karar verdik. Ayrica dil hareketlerini kesfedip, farkli heceleri cikarmayi ogrendigi bir yas su an. Sonrasi icin onlar da problem olabilir.

Bu Pazartesi Bilge'yi operasyon icin kontrole gotrudum. Ayni gun icerisinde hemen operasyona aldilar ve gercekten iki dakika bile surmedi. Alttaki bagi kestiler. Bilge o sirada agladi ama kucagima aldiktan hemen sonra sustu ve kisa bir sure sonra da eski nesesine kavustu.

Iyi ki bu karari vermisiz diye dusunuyorum. Dun ben ona dil cikardim ve o da ilk defa bana karsilik verdi. Dil cikarabilmenin ne kadar buyuk bir mucize oldugunu daha once hic dusunmemistim.
Dilini artik daha ozgur bir sekilde kullanacagini yakin bir zamanda kesfedecektir. Dil altindaki bag ne kadar kucuk bir ayrinti ama insan ne kadar onemli oldugunu yasamadan anlamiyor,

Kardeslik Hastaligi bile Paylasmaktir

Bilge Cumartesi'den beri hasta. Cumartesi ve Pazar 101 derece civarinda ates, onun arkasi oksurme ve tabii ki burnumuz iki cesme. Son iki gecedir bu hastaligi daha bir yogun yasiyor ve ozellikle de geceleri. Pazartesi gecesi saat basi uyandi. Burnu tikaliydi ve dogru duzgun nefes alamiyordu. Bu durum tabii onun emmesini de engelliyordu. Dun gece de ayni sekilde Emre de ben de nobetteydik. Biraz Emre aldi biraz ben. Burun acicilar, ayakta gezdirmeler falan gecirdik geceyi. Ama dun geceki mesaimiz sadece Bilge icin degildi. Meryem de ateslendi.  Aksama dogru sessizlesti ve yorganini getirip kanepenin ustune yatti. Yemek yemek istemedi. cok gecmeden atesi yukselmeye basladi. Dogal olarak ona ates dusurucu vermek istedik. Meryem cok inatci ama cok. O ates dusurucuyu veresiye kadar bizim burnumuzdan getirdi diyebilirim. Agzini acmiyor, verdigimizi tukuruyor. Ne yapacagimizi sasirdik. Tamam tadini sevmiyor ama insan bu kadar da direnc gostermez ki. Cok agladi. Once zorla banyoya goturdum biraz ilik suyla yikadim sonra da zorla ates dusurucunun verebildigim kadarini verdim. Daha sonra kucagimda bana sarilarak uyudu. O arada Bilgeyi de Emre uyutmustu. Ikisi de dizimde zaten dun gece Kadir gecesi insan cocuklari icin dua etmez mi.. Biz de onlar icin iyilikler, guzellikler diledik. Ve onlara sahip oldugumuz icin ne kadar sansli oldugumuzu bir kez daha hatirladik.

Butun bunlar olurken degil de bugun onlari doktora gotururken kardesligin aslinda ne kadar buyuk bir paylasim oldugunu bir kez daha farkettim. Basta en sevdiklerini paylasarak basliyorsun hayata. Annen ve babani paylasiyorsun. Sonra yedigin yemekleri, giydigin kiyafetleri, yattigin yatagi, sarildigin kucagi, oyuncaklari, vs. ama sadece bunlari degil hastaliklari da paylasiyorsun. Birisi hasta olunca digeri cok gecikmeden onu yakaliyor. Ayni zorluklari es zamanli yasiyorlar. Bundan kacis yok. Aklima ablamla birlikte kabakulak oldugumuz zaman geldi. Sanirim ben ikinci sinftaydim ablam da 4. Hangimiz once kabakulak oldu hatirlamiyorum ama okuldan eve gonderildik. En net hatirladigim sahne ikimizin de kulakdan boyuna sis bir sekilde annemin hazirladigi yer yataginda yatmamiz ve sahip oldugumuz azicik enerjiyle o anda bile bizi eglendirecek birseyler bulmaya calismamizdi. Ve ben o anin o kadar guzel oldugunu simdi cocuklarimin hastaliginda goruyorum. Ikisi de zor zamanlar geciriyorlar ama bu anlarda ayni zorluklari yasiyor olmalari onlari birbirlerine daha da bagliyor (umarim).
Bu sabah hemen doktoru aradim ve bana 10:15'e randevu verdiler. Ikisinin de cok istahi yoktu. Kahvalti adina azicik birseyler yedikten sonra (ki bu hafta icinde genelde misir gevregi oluyor) hemen onlari banyoya goturdum. Ikisi de geceden terlemislerdi hem ter kokusunu uzerlerinden atsinlar istedim hem de vucut isilari dengelensin. Banyodan sonra Meryem'in keyfi yerine geldi. Tabii o doktoru aradigimi duyunca hemen itiraz etti. Bilge'yi goturelim mi deyince gelmeye ikna oldu. Bu da aslinda yalan sayilmaz sadece eksik bir dogru. Uzerine ona gecen hafta aldigim bluz ve sortunu giydi. Cok yakisti. Altina da babasinin aldigi kirmizi ayakkabilari. Onlari cok seviyor. Yanina en sevdigi kitabini almayi da unutmadi. Cikmadan ikisinin fotografini bir arada cekmek istedim ama Bilge hala nesesizdi. O yuzden sadece Meryem var.




Doktor tahmin ettigim gibi soguk alginligi dedi. Ama en azindan benim icim rahatlamis oldu. Doktordan sonra onlar okula ben okula. 


14 Ağustos 2012 Salı

Hepimiz Okullu Olduk!

Kucukken soylemekten cok zevk aldigim bir sarki vardi. Sarkiyi soylerken anlamini cok da idrak edemedigimi simdi bu sarkiyi tekrar mirildanirken anliyorum.

Daha dun annemizin kollarinda yasarken
Cicekli bahcemizin yollarinda kosarken
Simdi Okullu olduk
Sevincliyiz hepimiz
Yasasin Okulumuz.

Ne zaman bu sarkinin sozlerini tam anlamadigimi farkettim biliyor musunuz? Bu sarkiyi kizima soylerken. Her sabah onlari krese gotururken cektigim binbir turlu iskenceyi dusundum. Okulu sevmiyorum anne. Ben bugun okula gitmek istemiyorum. Ben evde kalacagim. veya her sabah gozlerini actiginda "okul??" sorusunun ardindan bugun okul yok dememi heyecanla beklemesi. Tabii bu sadece Cumartesi ve Pazarlari oluyor ve cevabimi duyar duymaz yataktan firliyor. Bu sarkiyi mirildanirken su anki durumumuzla ne kadar tezat olusturdugnu farkettim. benim kizim 3.5 yasindan isyanlara basladi maalesef. Ben simdi ondan nasil sevincliyiz, yasasin sozlerini soylemesini bekleybilirim ki.

Sabahlari cok erken olamasa da hepimiz okullarimiza dogru yola cikiyoruz. Onceligimize gore ya Emre ya cocuklar ya da ben ilk birakilan oluyoruz. Bilge simdilik o kadar tepkili degil. ve isin aslinda Meryem ne kadar sabahlari tepki gosterse de aksamlari da okuldan eve zor getiriyoruz. Ayni seyi bizim icin soyleyemiyecegim. Emre de ben de evde vakit gecirmeyi seviyoruz.

Su an okulumda, kendi ofisimde cok degerli zamanimi, cocuklari almadan onceki son saatimi, son derece akademik bir is olan blogumu yazmaya ayirdim. Iste bizim hayatimiz aslinda boyle bir ikilemde. Cocuklarla birlikteyken yapacagimiz, yapmamiz gereken isler icin endiseleniyoruz. Kendi calismamiz gereken zamanda ise cocuklarimizi.  Su an ikisini de cok ozledim ve onlarla ne kadar az verimli zaman gecirebildigimizi dusunuyorum. Aslinda hersey tam tersi olsa mukemmel olacak.