Bu blog doktora yaparken çocuk yetiştirmenin zorluklarının yanında ne tam zamanlı anne baba, ne tam zamanlı öğrenci ne de tam zamanlı bir çalışan olamamanın verdiği rahatsızlığın bir ürünü. Çocuklarımız çok büyümeden ve zaman elimizden daha fazla akıp gitmeden birşeylerin notunu biryerlere düşme isteği aslında. Bir nevi bizim ailemizi konu alan bir tez çalışması. Hiç bir zaman tam yapılandırılamamış ve hep yeni hedefler içeren.
12 Mart 2021 Cuma
Rengarenk kendi gibi...
Minik Bir Not
Bilge'nin cantasindan cikan minik bir not gecen odayi toparlarken karsima cikti. Icim sicacik oldu yeniden. Duygularini ne de guzel anlatmissin! Canim oglum ben de seni cok seviyorum ve okulda oldugumuz zamanlarda ozluyorum.
6 Kasım 2020 Cuma
Seçim Sonuçları
Bu hafta bizim evdeki genel konuşma konusu seçimlerdi. Minik Elif bile bu konuşmaların içindeydi. Joe Biden seçildi mi sorusu son birkaç günün sorusu. Elif'e sordum eğer Joe Biden seçilmezde kim başkan olacak diye. Donald Trump olacak dedi. Ona göre Donald Trump "mean" yani kötü çünkü konuşurken insanların sözünü kesiyormuş. Tabii bu yoruma katılmamak mümkün değil. Ne diyelim, bekleyelim ve görelim...
20 Temmuz 2020 Pazartesi
Akıp Giden Zaman
Elif iki tekerli bisiklet sürmeye bu yazın başında başladı ve çok güzel sürüyor. En son cocuklarla hep bareaber Newport On the Levee'ye gittik. Mor köprüyü bisikletlerimizle geçtik ve Ohio nehir kenarında biraz turladıkü. Köprüyü bisiklet ıle geçmek yürüyerek geçmekten çok daha eğlenceliydi. Ayrıca bisiklet üzerinde olunca karşı tarafta daha uzun yol alabildiğimiz farkettik.
Bilge ile bahçecilik ve doğa keşfi birlikte yapmayı sevdiğimiz aktiviteler arasında. O da ben de doğayı çok seviyoruz. Doğadaki yenilebilir bitkileri keşfetmek çok keyifli. Bilge biraz daha büyüsün, sırt çantamızı alıp uzun doğa yürüyüşlerine çıkacağımız günler yakındır.
Çocuklar her zaman istemese de düzenli olarak yaptığımız bir diğer aktivite anne ile matematik zamanı. Bu biraz mesleki ilgiden biraz da çocukların geleceğini karşı yaptığımız bir yatırım. Benim en sevdiğim yanı çocuklarımın düşünme tarzlarındaki farklılığı keşfediyor olmak. Mesela Bilge bir problem üzerinde çalışırken her aşamasını kendisi keşfetmek istiyor. Bu hem iyi hem kötü. İyi yanı kendi öğrenmesini tam anlamıyla kendisi yapılandırıyor. Kötü tarafı ise ona yeni bir şey öğretmek bazen deveye hendek atlatmak gibi. Daha etkili bir yöntem var diyorum ama beni dinlemeye ikna etmek epey bir zamanımı alıyor.
6 Ocak 2020 Pazartesi
Çok Çok Eskilerden: Meryem'in 1 Yas Yazisi
Seni çok seviyorum canım kızım. Bu öyle kolay anlatılır bişey değil. O kadar derin bir sey ki seni dusunmek icime ayri bir mutluluk veriyor.
11 Ekim 2019 Cuma
Uzun Bir Aradan Sonra
Elif icin çok büyük degisiklikler oldu mesela. Artık kendini, istediklerini ve istemediklerini çok iyi ifade ediyor. Hem de çok ısrarcı ve yüksek bir sesle. Birşey istiyorsa onu kesinlikle unutturmuyor. Bir şekilde geçiştirmeye alıştığım minik detayları Elif ile birlikteyken yaparken buluyorum kendimi. Bu sene baleye başladık. Jimnastik de istiyor ve biliyorum ki eğer Elif istiyorsa bu yapılacak demektir. Ya da onu ikna etmek icin güçlü bir argüman hazırlamak gerekiyor.
Son günlerden aklımda yer eden birkaç anı paylaşayım.
Selfie
Birgün kahvaltı sofrasında bana "when I grow up, I will have a phone and I will take selfie." Hanımefendi büyüyünce telefon alıp o telefonu özçekim amaçlı kullanacakmış. Bazen insan düşünüyor, bu minik beyinlerden neler geciyor diyor. Tabii zamane çocuğu selfie ile büyüyor ve onu hedefliyor.
Yıl, ay, gün kavramlarının belirsizliği
Cocuklarda zaman birimlerinin netleşmesi zaman alıyor. Bugün ve yarın sık sık karıştırdığımız terimler. Ancak yıl, ay ve gün veya saat, dakika gibi zaman birimlerinin netleşmesi için daha çok tecrübe gerekiyor. Bu kavramlarının tam oluşmaması bazen komik durumlara sebep olabiliyor.
Mesela Elif dün bir sebepten Bilge'ye kızdı. İlk tepkisi "Bilge you are grounded for 5 years." oldu. Biz çocuklara kızınca 5 dakika 10 dakika icin odalarına gönderiyoruz, Veya birkaç günlüğüne birşeylerden mahrum olma cezası veriyoruz. Elif Bilgeyi 5 yıllığına odasına gönderdi.
Sayı Kapasitesi
Cocuklarda sayı sayma aralığı onların sayı kapasitesinin tek gostergesş değildir. Sayıları niteliksel olarak anlamlandırmaya da bakmak gerekir. Elif'in sayı sayma aralığı 20'ye kadar ama sayıları niteliksel olarak anlamlandırıp onları uygulamaya koyma sınırı 1 ve 5 arasındaki sayılar. Son birkaç güne kadar 5 onun için en büyük sayıydı. Bir şeyden ne kadar istiyorsun dediğimizde 5 onun için çok demekti. Oyun alanında oyun için ek süre istediğinde taman 10 dakika daha kalabiliriz dediğimde hayır 5 diye beni düzeliyordu mesela. Birkaç gündür 5'den büyük sayıları anlamlandırmaya çalışıyoruz.Bana soruyor 4 ve 4 ü eklersen ne olur diye. Birlikte parmaklarımız sayıyoruz sekiz diyoruz birilikte ama sonra yine 5'e dönüyor. Hayır 5 olur diyor çünkü çok oluyor ya. Bu sabah en büyük sayımızın artık 10 olduğunu farkettim. "When it is my birthday I don't want to be 5. I want to be both hands. I will be 10." Oldu kızım sen doğum gününde 10 yaşında olabilirsin diyemiyorki insan. Şimdi döndük öğü yine yıl, ay, gün kavramlara.
14 Kasım 2018 Çarşamba
Kot Pantolon
Özgüven
Bu sahip olduğu özgüven onun birçok ortama rahatça girebilmesini sağlıyor. Ona kendi fikirlerini güzelce savunabilme cesareti veriyor. Bir sınıf aktivitesi sırasında öğretmeninin şu çektiği fotoğraf bu özgüveni çok güzel belgeliyor.
Bir grup çalışması sırasında bir hikayeye ait temel düşünce ve detayları belirlemeye çalışıyorlar. Bizimkisi almış bütün kartları önüne sesli bir şekilde başına topladığı arkadaşlarına okuyor.
13 Kasım 2018 Salı
Bilge 7 Yas, Meryem 9 Yas ve Elif 3 Yas
Meryem 9 Yaşında
Benim minik sincabım ne zaman 9 yaşına geldi anlamadım. Bazen hala onu 2. sınıf gibi düşünüyorum sonra kendime hatırlatıyorum saçmalama Meryem artık 4. sınıf diye. Kızım tabii ki bir çok açıdan bizi gururlandırıyor ama birçok engeli birlikte tanımak ve bir çözüm bulmaya çalışmak da bu büyümenin bir parçası sanırım. Çocuklar büyüdükçe arkadaş ilişkileri daha bir karmaşık hal alıyor. Sosyal olarak birbirine üstünlük taslamalar, kendini ispat etme çabaları ve kendini bir birey olarak tanımlamaya çalışırken aynı zamanda bu bireyi başkalarına tanıtma ve gösterme isteği baskın olarak ortaya çıkıyor. Meryem kafasında bir sürü sosyal çözümlemeler yapıyor. Bunların bir kısmını bizimle paylaşıyor bir çoğunu bilemiyoruz maalesef. Ya çok yaralayıcı olanları ya da onu mutlu edenleri duyabiliyoruz çoğunlukla. İnsan istiyor ki bütün yaşadığı içsel fırtınalara karşın sapasağlam ve güvenli dursun. Kendinden ve sahip olduğu özelliklerden hiç bir zaman şüpheye düşmeden istediklerini özgürce ifade edebilsin. Tabii ki özgüven durağan bir kavram değil ve Meryem'in özgüveni ortama göre değişkenlik gösteriyor. Meryem için beni en çok endişenlendiren şey enerjisini insan ilişkilerinden ve kendi içinde kendisi için tanımladığı yeterlilik ve başarı duygusundan alıyor alması. Neyseki kitapları ve kitap okumayı çok seviyor. Yalnız kaldığında en büyük sığınağı onu başka başka dünyalara götüren kitapları oluyor.
Her zamanki gibi hala çok güzel bir gözlemci. Sessiz, pek karışmıyor ama içinde birikitiriyor gözlemlediklerini. Ben bu gözlemlerinı bazen böyle bilmiş bilmiş yorumlarında bazen bir sinir patlaması sırasında yaptığı genellemelerinde farkediyorum. Çocuklar insanı hep şasırtıyor tabii. Sanki biri bizi gözetliyor evinde gibisin her daim. İşin kötüsü senin farkında olmadan yaptığın şeylerin sana sert bir eleştiri olarak en sevdiğinden gelmesi. Meryem bu konuda liderlik yapıyor diyebilirim.
Eskisi kadar doğa yürüyüşlerine çok çıkmıyoruz çünkü arkadaşları ile vakit geçirmek daha çok hoşuna gidiyor. Arkadaşın aileden daha ön sıralara geçtiği dönemlerdeyiz. Varsa yoksa arkadaşı olsun istiyor yanında. Ya Viola bize geliyor ya Meryem onlara. Haftasonları çoğunlukla Vincent.
Okulda akademik olarak hala kendini tanıma sürecinde kızım. Matematik benliği en sağlamı. Tabii ki anneden gelen avantaj olarak düzenli bir matematik programımız var. Başarınca seviyor ama hala zorlanmayı sevmiyor. Okulda matematik düzeyinde en iyilerden olsa da hala benim istediğim sorgulama, sebep-sonuç ilişkisi içerisinde düşünme düzeyinde değil. Bu biraz benden de kaynaklanıyor. Ona düşünmesi için gerekli zamanı vermek yerine hemen ben atlıyorum peki şöyle nasıl olur diye. Klasik öğretmen hatası. Diğer dersler için kendisinin sorumluluk alması gerektiğini henüz kavrayamadı. Sanırım hep bizim kontrolümüzde ilerlediği için sorumluluk duygusu hala tam olarak gelişmiş değil. O konuda daha alacağımız çok yol var.
Her zaman aktif, heyecanlı ve cesur. Futbola sonunda yeniden başlayabildik. Severek oynuyor ama tabii son birkaç yılın paslanması var üzerinde onu atmaya çalışıyor hala. Evde biraz daha yardımcı. Artık biraz daha net sorumlulukları var. Çamaşır işlerinden be Bilge'ye düzenli kitap okutma işinden o sorumlu. Tabii sürekli hatırlatma gerekiyor. Bazen hatırlatmak yerine ben yapayım diyorum ama sonra düşünüyorum uzun vadedeki faydalarını ve vazgeçiyorum.
9 yaş doğum gününde sevdiği arkadaşlarını çağırdık. Evimizde hem film seyrettiler hem de oynadılar.
Bakalım 10 yaş doğum gününde nasıl bir plan yapacağız.
Elif 3 Yaşında
Benim küçük atom karıncam 3 yaşını doldurdu. Bu bir senede Elif için çok şeyler değişti. Artım bez hayatımızdan tamamen çıktı. Daha bir aktif ve konuşkan olduk. Ve tabii ki daha bir inatçı. Elif için bir sıfat düşünürsem en güzeli Ben Yaparım Elif olur. Herşeyi kendisi yapacak. Biz yapınca çok kızıyoruz öyle böyle değil. Bir de eli çabuk ki ben daha bir şey söylemeden bir bakıyorum o işin içine dalıvermiş. Bu ben yaparım özelliği sadece kendini ispat etme veya bir şeyleri başarma duygusundan kaynaklanmıyor. Aynı zamanda iş bitirici olmasının da etkisi var bu durumda. Ortada katlanacak çamaşır mı var hemen başlıyor katlamaya. Marketten gelen poşetler hemen açıp yerleştirmeye başlıyor. Eskiden evdeki dağınıklıkları toplama konusunda da bu kadar hızlıydı ama Bilge ve Meryem'den gördükleri ile artık dağınıklığa pek karışmıyor.
Eskiye göre daha bir paylaşımcı. Önceden sevdiği bir yiyecek olunca Meryem ve Bilge ile paylaşması için ne diller dökerdim yine de yapmazdı. Şimdi artık paylaşması gerektiğini biliyor. Küçük minik parçalar olsa da kardeşlerinle paylaş dediğimizde itiraz etmiyor artık. Dün elma şekeri aldım. Sadece bir tane aldım o kadar tatlıya ne gerek var diye düşünerek. Bir elma şekeri olunca tabii kim tutacak kavası oldu önce. Elif'in hiç birisine vermeye niyeti yoktu ama sonra anladı ve en çok Elif'in elinde olsa da paylaşarak yemeği başardılar.
Önünde Bilge gibi bir abisi olunca dayanıklı olmak zorunda oluyor. Yaşayarak öğrenme diyoruz buna. Bilge ile yarışıyor, gerekirse kavga ediyor ve bir şekilde onu alt edebiliyor. Tabii ikisinin ağlaması ile sonuçlanan birçok olay yaşadıklarını da söylemem gerekiyor. Evin içinde bisikleti ile bir kaç tur atmaya bayılıyor. Bilge ile Meryem biraz daha sabırlı olsalar onların oyununa dahil olmayı seviyor. Ancak Bilge'nin demesi ile patronluk tasladığı için Elif'i çok uzun süre oyunda tutmayı sevmiyorlar.
Şu aralar en çok taklit oyununu seviyoruz. O anne oluyor ben Elif oluyorum veya o Meryem oluyor ben anne oluyorum. Farklı rolleri kafasında anlanlandırmaya çalışıyor bu taklit oyunları ile.
Sabaha karşı veya gece yarısı yanıma geldiğinde sıcaklığını hissederek uyumayı seviyorum. Ne kadar tüm geceyi yatağında geçirmesi gerektiğini söylesek de yanımda olmadığı gecelerde içten içe onun sıcaklığını özlediğimi hissediyorum.
Canım kızımın üç yaş doğum gününden bir hatıra:
Bilge 7 Yaşında
Bilge demek tutku demek, hayatı tüm duyguları ile hissederek yaşamak demek. O dolu dolu duygular zaman zaman beni epey bir zorluyor. Bu geçtiğimiz sene Bilge için bir sürü öğrenme ile doluydu. Artık okumasını epey bir ilerletti. Yazma konusunda daha bir başarılı. Matematik konusunda öğrenmek istediği kadarını öğrense de bildiklerini çok güzel kullanıyor. Bilge ile en büyük engelim onu bir şeylere ikna etmek oluyor. Bu durum özellikle okula yönelik işlerde epey bir zorluyor beni. Eğer gerekliliğine inanmazsa imkanı yok yapmıyor. Bir de bir inatçı bazen dakikalarca konuşuyorum neden bazı şeyleri yapmamız veya yapmamamız gerektiğine ikna etmek için.
İçten içe Meryem ile yarışıyor, benim Meryem ile fazladan ilgilenmem onu rahatsız ediyor. Eğer Meryem'in zorlandığı bir soruya o hemen cevap veriyorsa değmeyin keyfine. Ama kafasında idealize ettiği bir Meryem var ve biliyorum hedefi Meryem kadar iyi okumak onun kadar iyi matematik yapmak. Meryem eyalet sınav sonuçlarından aldığı madalyalarla eve dönünce evde büyük kıyamet koptu. Neden Meryem'in madalyonu vardı onun yoktu. Daha yaşının küçük olduğunu, zamanı gelince güzelce çalışırsa onun da alacağını söyledik ama öfkesini bir türlü dindiremedik.
Başarıyı çok seviyor. Okulda öğretmenlerinin biraz ileri düzeyde öğrenciler ile yaptığı çalışmaları övünerek anlatıyor. İleriye dönük en sevdiğim özelliği hataları üzerine düşünmesi ve nerde yanlış yaptığını bilmesi. Futbol ve basketbol ikisini de çok seviyor. Gol attığında veya basket, sevinci görülmeye değer. Tam anlamıyla zevk alarak oynuyor.
Bilge ile zorlandığım konularıdan birisi davranışlarının arkasındaki sebeplere inebilmek. Bazen bir bakıyorum garip garip sesler çıkarıyor. Çok rahatsız edici türden. Veya sandalyede otururken arkama geçmiş saçımı karıştırıyor, sırtıma çıkmak istiyor hem de en çok ben birisi ile konuşurken veya birşey yaparken. Garip garip seslerin sebebi ben sıkıldım veya ortamda birşey beni rahatsız ediyor çığlığı aslında. Beni rahatsız etmesinin sebebi ile benimle ilgilen çağrısı. Oğlum bu isteklerini bana doğrudan söylesen olmaz mı diyorum tabii.
5 Eylül 2018 Çarşamba
Elifce Söylemler
Dis fırçasına macun koyuyorum başımda stop sign stop sign diye ağlıyor. Stop sign şeklinde mi koymamı istiyorsum kızım ne istiyorsun diye ufak çaplı bir kriz yaşıyoruz. Sonrakin günlerde sütü koyarken yine stop sign sözünü duyunca ne olduğunu anladım. Stop sign alabildiği kadar en sonuna kadar koy demekti.
New York
Emre geçen sene New York'da çalıştığı için her hafta New York'a gidip geliyordu. Elif tabii bu rutini çabuk kaptı. Akşamları benle vakit geçirmek istediğinde veya babasına kızdığında onu gönderdiği yer belliydi, baba sen New York'a git. Yalnız zamanla kızdığı diğer kimseleri de New York'a göndermeye başladı. Bilge'ye veya Meryem'e kızdığında onlar da New York'dan nasibini aldı. En komiği evde gördüğü bir böceğe bulduğu çözümdü. Anne böcek New York'a gitsin.
Nerden Aldın?
Bizim çocuklar memelere kolay kolay veda edemiyorlar. Elif için hala en favori yeri benim memelerim. Bu sabah kendi memeleri ile benimkini karşılaştırıyor. Seninki büyük benimki küçük. Sonra soruyor anne sen bunları nerden aldın? Marketten aldım kızım sana da alırız bir çift 😂😂
İnşallah Geçer
Bende veya kendinde yara gördüğünde önce anne buraya nolmis diye soruyor sonra inşallah gecer anne diye teselli ediyor.