20 Mart 2015 Cuma

Farkında Olmadan Hayatımıza Giren Yeni Karakterler ve Kelimeler

Bilge resim çiziyor ve resimleri her ne kadar pek bir şeye benzemese de o hayalinde olan bir şeylere benzetebiliyor. Son birkaç seferdir okulda yaptığı veya evde çizdiği resimleri göstererek ısrarla bu "Bumble Bee" diyordu. Kendi kendime acaba diyordum bu çizdiği şeyleri hayalinde arı olarak mı düşünüyor. Arılara neden bu kadar taktığını tam anlamlandıramazken geçen gün elinde legolardan yaptığı bir oyuncağı tutarak anne bu "Optimus Prime" demesin mi? Ben mi yanılıyorum yoksa gerçekten Bilge Transformers filmindeki Optimus Prime'dan mı bahsediyor? Emre'ye emin olmak için soruyorum Bilge ile Transformers filmini seyrettinmiz mi diye. Hayır diyor ve o da şaşırıyor bu çocuk transformers filminin kahramanlarını nereden biliyor olabilir diye. Sonra bir süre onu yaptığı lego oyuncağı ile oynarken gözlemledim. Kendi kendine "optimus prime tranforms" diye konuşuyor oyun arasında.

Benzer bir duruma Bilge'ye ayakkabı aldığımda yaşamıştım. Okuldaki öğretmeleri Bilge'nin bağcıklı ayakkabılardan bıkmışlar ve Bilge'ye bağcıklı olmayan bir ayakkabı getirebilir misiniz diye açık açık isteklerini dile getirmişlerdi. Bu durum üzerinde hemen markete gittim ve uygun fiyattaki olan ayakkbılara bakmaya başladım. Üzerinde Ninja Kamlumbağaları olan yeşik spor ayakkabıları gözüme ilişti. Ayağını yere vurduğunda ışık da yanıyordu. Bilge Ninja kaplumbağaları nereden bilecek diye Emre ile aramızda konuştuk ama hem fiyat olarak en uygun olanıydı hem de hoş görünüyordu ve almaya karar verdim. Aldığımın akşamı Bilge'yi okuldan aldım ve ona hemen yeni ayakkabılarını gösterdim. Kelimenin tam anlamı ile bayıldı. Yol boyunca "ben Nanja törtılsı çok seviyorum" dedi durdu. Eve gider gitmez ayakkabılarını ayağına geçirdi ve bize "bak benim Nanja törtıl ayakkabılarıma" diyerek ortalıklarda koşusturmaya başladı. Ertesi gün okula aynı heyecanla gitti.  Sınıfa bir girişi vardı ki görmeye değer. Koşarak sınıfa girdi, Sınıfın ortasın yumruklarını sıkarak durdu. Bir yandan ayakkabılarına bakıyor, bir yandan da diğer çocuklara. Ayakkabıları ile resmen şov yapıyordu. Öğretmenleri birkaç günün böyle geçtiğini anlattılar. Durup dururken bir koşuyor, sonra durarak ayakkabılarının ışıklar saçmasını seyrediyordu. O günden sonra Nanja Törtıls hayatımızın içine iyice bir yerleşti.

Çocukların öğrenmedenki seçiciliklerine en iyi örnek bu olsa gerek. Bütün bu kelimeleri ve bu kelimelerin tanımladığı karakterleri okulda arkadaşlarından duydu büyük ihtimalle. Ancak sadece isim olarak kalmamıştı bu karakterler. Onlara bir kişilik vermiş ve o karakterlerin ne yaptığını gayet iyi öğrenmişti. Bu süreç sırasında "transforming" gibi gayet komplike bir kelimeyi de kelime hazinesine eklemişti. Çocukların kelime hazinelerini arttırması için ne kadar imkan yarattığımız elbette çok önemli ama sonuçta onlara sunduğumuz bütün bu uyaranlar onların süzgecinden geçiyor. Neye daha çok ilgi duyuyorlarsa o konuda algıları daha açık oluyor ve öğrenmeleri de bir o kadar hızlı oluyor sanırım. Bu durumda Meryem'in okuldan eve getirdiği kelimenin "homesick" olmasına da çok şaşmamak lazım. Onun için birincil derecede önemli olan aile ve aile özlemi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder