8 Eylül 2014 Pazartesi

Yaza Veda Turları

Yazın bitmesine yakın beni bir telaş aldı. Yazın yapabileceğimiz bütün aktiviteleri yaz bitmeden birkaç kere daha yapmak istiyorum. Göle ve havuza girmek bu listede en öndeler.

Yolda Beyza'yı aldık ve hep beraber göle gittik. Çocuklar sanki kalan güzel havaların azaldığını hissetmişçesine gölde epey bir vakit geçirdiler. Biraz suya girdiler biraz kumda oynadılar. Önce kumdan kaleler sonra kekler yaptılar.




Sudan sonra oyun alanının oraya gittik. Doyasıya oynadıktan sonra ise dondurma yemeye...



Bilge her zamanki gibi kendi hayal dünyasında kendini süperman olarak hayal ederek sınırları zorlamay tercih etti.




Beyza ve Meryem zaman zaman bir evcilik havasında zaman zaman ise birbirlerine yapabildikleri hareketler ile meydan okuyarak oynadılar. Meryem takla atıyor Beyza deniyor, Meryem iplerin üzerinden yürüyor arkasından Beyza geliyor.




 

Bundan birkaç gün sonra kaydıraklı havuzun oraya gittik. Havuzun bu sezon için son günüydü. Önce havuzun içerisinde sonra kum havuzunda epey bir oynadık.





Bir ara Atahan'lar da bize katıldı. Birbuçuk saat kadar kaldılar. Hava biraz serin gibiydi ve onlar bizim böyle bir havada havuza gelmemizi çok anlamlandıramamışlardı. Ancak biz çocuklarla hiç eğlenmediğimiz kadar çok eğleniyorduk. Tepemizde dolaşan ve yağmur başladı başlayacak mesajı veren kara bulurlara rağmen. Atahan'lar gittikten sonra biz çocuklarla su fıskıyelerinin altında dans ettik sonra tekrar havuza girdik. Çıkmaya hiç niyetimiz yoktu ama öyle bir yağmur başladı ki havuzu boşaltmak durumunda kaldılar. Havuza bu sezon veda ederek ayrıldık. Eve geldiğimizde yağmur iyice hızlanmıştı ve  arabadan eve kadar olan mesafede sırılsıklam olmuştuk.

Dışarıda özgürce bisiklete binmek bir diğer yaz aktivitemiz. Bunun zamanını sonbaharın sonuna kadar uzatabiliriz ama yine de hazır havalar güzelken bulduğumuz fırsatları değerlendirelim istiyorum. Pazar günü çocuklarla bisiklerleri aldık ormana doğru yola çıktık. Uzun süreli bisiklet gezilerinin tek problemi Bilge'nin dikkatini dağıtmasına engel olmak ve gücünü yolun sonuna kadar koruyabilmek.



Bilge ilk başlarda sadece bisikletini sürmeye odaklı olarak çıktığı yolda en önde ve gayet keyifli bisikletini sürüyor. Daha sonraları yolun sağında ve solunda gözüne çarpan şeyler dikkatini çekiyor. Güzel bir çiçeğe dokunmak için duruyoruz, bir büyük taşın üzerine çıkmak istiyor, sarı çiçeklerin tüylerini üflemek için koparıyor, sincabın peşinden koşuyor derken yol epey bir uzuyor. Bazen her adım başı duruyoruz ve bu gideceğimiz mesafeyi gözümde büyütmeye başlıyor.

Sonunda ormana gelebildik. Bilge hayvan görme umuduyla etrafı kolaçan ediyor. Bir tane sincap haricinde pek bir hayvan yok. Sivrisinek ve kelebekleri hayvan olarak nitelendirebilir miyiz acaba?


Meryem ise çiçek arıyor.  O zaman ben en son orman gezimizin ilk baharda olduğunu farkettim. Hep beraber çok güzel çiçekler toplamıştık. Zaman ne de hızlı geçiyor.


Ama artık hiç çiçek kalmamış. Sonbaharda çiçekler yerine minik minik meyveler veren bitkiler karşımıza çıkıyor. Babamın sonbaharı herşeyin döküm mevsimi olarak adlandırması aklıma geliyor o an. Artık tabiatın meyve verme zamanı.

 

Bilge ne kadar uyardıysam da bu bitkinin meyvelerine dokunmaktan kendini alamıyor.

Dönüş yolundayız ve bu bizim için en zor olanı.


Gidiş yolunda Bilge bir oraya bir buraya koşmaktan bitap bir şekilde "ben artık yoruldum" diye isyanlarda. Olmaz, yola devam!

Belki suya girme olasılığımız artık hemen hemen hiç yok ama önümüzde hala piknik yapabileceğimiz, bisiklete binip açık alanda oynayabileceğimiz günler var. Önemli olan bu günlerin sayılı olduğunun bilinci ile sonuna kadar değerlendirebilmek.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder