30 Eylül 2014 Salı

Bal Kabağı Toplamaya

Son baharın gelişi ufuktaki Cider Mill gezisinden belli olur. Meryem ve Bilge'ye bu sene Atahan katıldı. Bal kabağı tarlasını gitmek için traktör bekledik.




Sonra çocukların hepsini bir el arabasına bindirdik ve bal kabağı tarlasından bir bal kabağı seçtik.



Çocuklar birer tane de küçük bal kabağı almak istediler. Meryem en güzel şekilli bir tanesini seçti. Bilge ise seçimi ile şaşırttı.



Bal kabağı tarlasından sonra eğlence alanına gittik. Üç tane seçme hakları vardı. Üçü birden önce dönme dolaba bindi. Meryem ve Atahan treni Bilge ise atlı karıncayı tercih etti. En son hakkını Meryem basket topu atarak ödül kazanma oyunu için kullnadı. Bilge ise elma kurduna bindi.





Sonrasında oyun alanına gittik. Bilge tahtadan arabalardan birine geçti ve dıreksiyonu kimseye vermeden epey bir süre oynadı.


Sonra baktım anneleriden birisi kötü kötü bakıyor, yanlarına gittim. Bana biz yeteri kadar bekledik deyince Bilge'yi zar zor da olsa tahta arabadan uzaklaştırdım. Zamanının kalanını tahtadan trende geçirdi.



Meryem ve Atahan ise zamanlarının çoğunu kum alanında geçirdiler.



 Son olarak taze elma suyumuzu ve tarçınlı çöreğimizi aldık ve evin yolunu tuttuk.

Birkaç gün sonra bal kabağının başına oturduk.

Önce içini boşaltmak gerekiyordu.  Meryem elinin kirlenmesini istemiyordu. Bu iş Bilge ile bana kalmıştı.



Bilge durumundan gayet memnundu. Elinin yapış yapış olması hiç umurunda değildi. Bal kabağının içi tamamen boşalınca Bilge kabağın içine girdi. Yaptığı işe illa kendinden birşey katacak. Bu değişmez kural.



Kabağa şekil verme işi bu sene daha zor oldu. Çünkü Bilge ısrarla bıçağı kendi tutmak istiyordu. İkisinin de çok az bir parça kesmesine izin verdikten sonra işi tamamen ben devraldım. Bu iş aslında benim için iyi bir meditasyon olmuştu. Epey bir zevk aldım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder