7 Aralık 2015 Pazartesi

Elif 6 aylık!

Kızım 6 ayını doldurdun artık. Daha 6 ayın dolmadan emeklemeye başladın tıpkı abin ve ablan gibi. Seninle uzun bir yolculuk yaptık. 11 Kasım'da biz Türkiyedeydik ve sen önce oturmaya sonra da birden emeklemeye başladın. Herşey bir anda gelişti. Oturabiliyor olman benim yolcukta işimi epey bir kolaylaştırdı. Seni tutmaktan yorulduğum an yere bir  battaniye serdim, önüne birkaç oyuncak  koydum ve o anlar benim için nefes alma zamanı oldu.


6 aylık olmanla birlikte sana yemek verme heyecanı ile bir sürü yemeği denedim ama maalesef şu anda hiç birinde başarılı olamadım. İlk başta sana verdiğimi tükürüyordun şimdi ise kararlı bir şekilde ağzını kapalı tutuyorsun. Bakalım ne kadar sürede süt haricinde başka tadların da farkına varacaksın. Nedense bebeklerimin hiç birinde bu yemek yeme konusunda başarıya ulaşamadım. Ancak önüne koyduğum yemekle oynamaya hiç itirazın yok. Seni her seferinde büyük bir hevesle mama sandalyene oturtuyorum bir iki deniyorum bakıyorum olmuyor. eline kaşığı veriyorum sen kaşık dolusu yemekleri biraz ağzına biraz etrafına saçarak yemek yemeyi bir oyuna dönüştürüyorsun.


Her an herşey senin için bir oyuncak olabiliyor. Elimin altında, çantamda artık ne varsa. Hemen herşey ağzının içinde, dişlerinin kaşınmasını rahatlatacak bir araca dönüşebiliyor. Gücünün sınırlarını zorlamayı seviyorsun. Şu aralar bir yerlere tutunarak iki ayağının üzerinde durmaya çalışıyorsun.



Her an heryerdesin o yüzden eve çok daha fazla dikkat etmemiz gerekecek. yakında dolapları karıştırmaya başlayacaksın gibi görünüyor. Meryem ve Bilge bulaşık makinasının kapağının açıldığını duyar duymaz soluğu makinanın yanında alırlardı sanırım senin de bu rutini devam ettirmen yakındır.

Meryem ile Bilge ile olan bütün bu benzerliklerinin dışında senin dişlerin epey bir erken geldi. Meryem ve Bilge'nin ilk dişleri ilk doğum günlerinden sonra gelmişti. Sen daha 6 aylıksın ve ilk dişin göründü bile. Bakalım ilk kelimelerin de erken mi gelecek yoksa sen de bir yaşının dolmasını mı bekleyeceksin.


Benim minik Elif'im, gün ışığım... O yüzüne yayılan kocaman gülümsemeni çok seviyorum. Kocaman kahkahalarla gülmeni, her ortamda kendini meşgul edecek bir şeyler bulmanı çok seviyorum. Bir de tabii geceleri seni içime çekerek uyumayı. Zaman çok hızlı geçiyor ve ben senin her anına doyabilmeyi istiyorum. Şu aralar hayatımızda zor zamanlar. Hiç bir zaman bundan daha kolay olmayacak belki ama şu aralar hayatımızdaki belirsizlik, çok önceden tamamlanmış olması gerekirken yılan hikayesine dönmüş tezim, biran umut sonra bir sürü umutsuzlukla dolu iş arama çalışmalarım, Meryem ve Bilge'nin büyüme sancıları ile hayatımıza giren yeni kaygılar beni bazen o kadar bunlatıyor ki sanki içimdeki tüm enerjiyi alıyor götürüyor ve sonra birden sana bakıyorum ve içim ısınıveriyor. Tüm karanlıklarımı dağıtıyor, umutlarım yeniden yeşeriyor. Seni seviyorum bir tanem. Hem de çok. Belki de en çok benim ihtıyacım olduğu için sen bu zamanda doğdun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder