Bu blog doktora yaparken çocuk yetiştirmenin zorluklarının yanında ne tam zamanlı anne baba, ne tam zamanlı öğrenci ne de tam zamanlı bir çalışan olamamanın verdiği rahatsızlığın bir ürünü. Çocuklarımız çok büyümeden ve zaman elimizden daha fazla akıp gitmeden birşeylerin notunu biryerlere düşme isteği aslında. Bir nevi bizim ailemizi konu alan bir tez çalışması. Hiç bir zaman tam yapılandırılamamış ve hep yeni hedefler içeren.
9 Mart 2014 Pazar
Biz Oynuyoruz!
Bir Pazar günü yine eve kapalı kalan çocukların enerjisi zirver yapmış durumda. Nereden hoplayıp zıplayacaklarını saşırmış durumdalar. Evde tüm oyuncakları yerlere döktüler ama bütün o dağınıklık onları beş dakika oyalamadı. Başladılar birbirlerini kovalamaya. Emre'nin odasına bir telaş girince Emre onlara "ne yapıyorsunuz" diye sordu. Meryem "baba, biz oynuyoruz" diye Emre'ye cevap verdi. Bir süre sonra benim yanımdalar ve kovalamaca yerini güreşmeye bıraktı. Bilge her zamanki gibi çok sert. Bir süre gülüp eğlendikten sonra Bilge Meryem'in canını yakmaya başladı. Kulağını öyle bir tutuşu vardı ki kız kendisini nasıl kurtardığını bilemedi. Bir süre dinlenmek için benim yanıma geldi. Bilge hala hızını alamamıştı. Meryem'in yanına gelince ben ona kızdım: "Bilge kaç kere ablana zarar verme dedim. Bak ablanın canını yakmışssın" Bana dönüp "biz oynuyoruz!" demesin mi. Bunun üzerine ben birşey söyleyemedim Meryem de acısını unutup tekrar Bilge ile oynamaya devam etti.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder