Atları görünce Bilge hemen birinin üzerine atladı zaten. Meryem bu konuda daha önceden tecrübeliydi. Sabırla sırasının gelmesini bekledi. Helmetlerini takıp atlarının üzerine oturduktan sonra ahırdan çıktık.
Benim için Bilge'yi götürmenin en zor yanı hem onu hem de atı kontrol etmekti. Bir ara Bilge düşmesin diye ona bakarken birden ayağımın üzerinde büyük bir ağırlık hissettim. At ayağıma basmıştı. Atın adımlarının güçlülüğünü ayağımla test etmiş oldum ve gerçekten çok ağırdı.
Yolculuğumuzun sonunda ahıra geldiğimizde çocukları atın üzerinden zor indirdik. Hala devam etmek istiyorlardı. Meryemcik at gezisinin bu kadar kısa sürmesine kendine göre bir açıklama bulmaya çalışıyordu. Bize "geç geldik, o yüzden mi çabuk bitti" diye soruyordu. Bilge ise olanca inatçılığı ile ata sıkı sıkıya yapışmış, bırakmak istemiyordu. Böylelikle at üzerinde 15 dakika sürenin bizim çocuklarımız için çok kısa olduğunu görmüş olduk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder