Bu blog doktora yaparken çocuk yetiştirmenin zorluklarının yanında ne tam zamanlı anne baba, ne tam zamanlı öğrenci ne de tam zamanlı bir çalışan olamamanın verdiği rahatsızlığın bir ürünü. Çocuklarımız çok büyümeden ve zaman elimizden daha fazla akıp gitmeden birşeylerin notunu biryerlere düşme isteği aslında. Bir nevi bizim ailemizi konu alan bir tez çalışması. Hiç bir zaman tam yapılandırılamamış ve hep yeni hedefler içeren.
17 Temmuz 2013 Çarşamba
Babbaaaa
Meryem'in canı yandıysa, bir şeye üzüldüyse genelde ağlaması bu şekilde oluyor. Özellikle bu son iki ayda Emre Şikago'da olduğu için babasının ihtiyacı olduğu zaman yanında olmasına biraz içerliyor gibi. Benden istediği ilgiyi göremeyince başlıyor "babbaa" diye ağlamaya. Yalnız bu durum bizim evde bir geleneğe dönüştü. Bilge istediği bir şey olduğunda eğer ben ona vermediysem önce normal bir şekilde ağlıyor. Sonra bakıyor yine benden bir tepki yok başlıyor "babbaaaa" diye ağlamaya. Bu biraz onlar için oyun, biraz alışkanlık oldu. Bazen ikisi koro halinde başlıyor. Aynı anda olanca sesi ile "babbaaa" diye ağlayan çocukları olunca insan bir soruyor kendine, nedir bunları böyle hassas anlarında bu kadar babacı yapan diye.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder