27 Ağustos 2014 Çarşamba

Kardeş Etkisi

Bilge davranışlarında Meryem'in büyük etkisi altında kalıyor. Meryem ne yaparsa onu taklit etmeye çalışıyor. Meryem ders çalışırsa oturuyor o da ders çalışıyor, Meryem resim yaparsa Bilge de onunla birlikte. Meryem birşeyler anlatmaya başlayınca Bilge hemen ben de anlatacağım diyor ve hatta kendisi sırayı almak için gidip eli ile Meryem'in ağzını kapatıyor. Meryem dans ederse hemen Meryem'in elbiselerinden birisini üstüne geçirip dans sahnesinde yerini alıyor. Bu durum epey bir komik oluyor tabii. Meryem eğer sürekli olarak birşeyi söylüyorsa bir süre sonra Bilge'den de tam olarak aynı kelimelerle aynı sözleri duyuyoruz. Mesela hep sürekli olarak aynı şeyi yapıyorsak Meryem pek bir şikayet eder. Meryem'in klasik şikayetlerinden birisi "hep, hep, hep pilav yiyoruz". Aynı şikayet şimdi Bilge'den gelmeye başladı. Birbirini kopyalama, taklit etme öğrenmenin de bir anahtarı aslında. Benim sanırım bu konuda en büyük endişem Bilge'nin hayat görüşünün Meryem'in süzgecinden geçmeye başlaması.

Arabada giderken çocuklar hikaye CD'leri veya sevdikleri şarkıları dinliyorlar. Karlar ülkesi şarkılarından kardan adam Olaf'ın söylediği şarkı ve Kristof'un söylediği şarkı hariç Meryem diğer şarkıların hepsini çok seviyor. Ancak Olaf'a gelince Meryem "anne ben bunu istemiyorum, bunu geç" diyor. Bilge Olaf'ı çok seviyor ve onun komik olduğunu düşünüyor. Olaf'ın söylediği şarkıyı dinlerken ona yüksek seslerle eşlik ediyor(du). Geçen gün arabada Bilge ile ikimiz gidiyoruz ve Olaf'ın söylediği şarkı denk geldi. Aynen Meryem'in sözleri ile şarkıyı değiştirmemi istedi. Ben nedenini sorunca önce Meryem'den esinlendiği belli bir şekilde "kötü bu" dedi ama sonra aslında tam olarak öyle düşünmediğini farkederek Olaf komik dedi. Aynı durum "Karbeyaz" ve "Oyunbozan Ralph" hikayeleri sırasında kendisini tekrar etti. Bilge "Karbeyaz"cı Meryem ise "Oyunbozan Ralph"cı idi uzun bir süre. Meryem Karbeyaz'daki cadı kısmının korkunç olduğunu düşünüyor ve hikayeyi dinlemek istemiyor. Bilge ise bu masalı seviyor. Arabaya her bindiğimizde birisi Karbeyaz'ı istiyor diğeri ise Oyunbozan Ralph'ı. Bu durum problem oluşturmaya başlayınca hikayeleri sıraya koymuştum. Bir gün Bilge'nin isteği oluyor ve Karbeyaz'ı dinliyor, diğer bir gün ise Meryem'in istediği gibi Oyunbozan Ralph'ı dinliyorduk. Ancak geçen gün yine Bilge ile arabada yalnızken Karbeyaz hikayesini açtım o sever diye düşünerek. Bilge'den beklenmedik bir şekilde "Bu korkunç, ben Wreck it Raplh"ı istiyorum demesin mi.

Markette Meryem'in okul arkadaşları için hediye alışverişi yapıyoruz. Bu arada cadılar bayramı süslemeleri çıkmış. Bilge bana sormadan plastikten bir tane beyaz bir tane siyah yarasayı arabaya atmış bile. Meryem yarasaları görür görmez "korkunç, ben istemiyorum" dedi. Bilge "Meryem bak! Korkunç değiller" diye yarasaları ona göstermeye çalışıyor ama Meryem başını başka bir tarafa çevirerek "görmek istemiyorum" diyor. Markette biraz gezindikten sonra Bilge birden yarasaları aldı ve "bunlar korkunç!" diyerek yerine koydu. Sanırım Meryem'in dedikleri üzerine biraz düşündü ve her zaman olduğu gibi onun düşüncelerini kendi düşünceleri gibi benimsedi.

Kardeşler insanın hayatındaki en büyük destek. En yakın arkadaşlar ve aynı zamanda en güçlü rakipler. Büyükler küçükler için önemli bir rol model. Ancak insanın hayat görüşünün şekillenmesinde kardeşin bu kadar güçlü bir yerinin olması beni korkutmuyor değil açıkcası. Bilge'nin ve Meryem'in kendine özgü kişilikleri var ve ben bire doğru yaklaşmalarından öte farklılıkları ile zenginleşmelerini istiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder