Bu blog doktora yaparken çocuk yetiştirmenin zorluklarının yanında ne tam zamanlı anne baba, ne tam zamanlı öğrenci ne de tam zamanlı bir çalışan olamamanın verdiği rahatsızlığın bir ürünü. Çocuklarımız çok büyümeden ve zaman elimizden daha fazla akıp gitmeden birşeylerin notunu biryerlere düşme isteği aslında. Bir nevi bizim ailemizi konu alan bir tez çalışması. Hiç bir zaman tam yapılandırılamamış ve hep yeni hedefler içeren.
12 Ağustos 2014 Salı
Yaz, yaz, yaz!
Yaz ne de çabuk geçiverdi yine. Haftaya yeni dönem başlıyor. Ders verip almadığım için benim için çok da farketmeyecek ama yine de dönemin başlayacak olması insanı ürkütüyor. Yazın bitiyor olması sıcak havaların ve yaz aktivitelerinin yavaş yavaş sonlanması demek. Bugün hava buz gibi ve bu yazın sonuna geldiğimizin en iyi habercisi bence. Bu yaz yine dolu dolu geçti. Çocuklarla havuzda, göl kenarında parklarda sokaklarda çok güzel vakit geçirdik. Çocuklar doyasıya olmasa da bol bol bisiklete bindiler. Göl kenarına gitmek yapmayı en çok sevdikleri aktiviteler arasında yerini alıyordu. Bilge bile haftasonu tempomuza alışmıştı. Güne onun yüzmeye gidiyoruz, parka gidiyoruz soruları ile başlıyorduk. Havaların soğuması ile birlikte bu aktivite çeşitliliğimiz de yavaş yavaş azalacak. Bu bile insanda buruk bir his oluşmasına yeterli. Bu yaz sanırım geçtiğim yazlara nazaran en az yaptığımız şey mangal başında vakit geçirme oldu. Meryem ne kadar mangalda pişirilen eti yemeyi özlediğini ve pikniğe gitmeyi istediğini söylediyse de bir türlü arkadaşlarla hep beraber yapacağımız bir piknik ayarlayamadım. Yazdan kalma bir kaç güzel güne bütün az yaptıklarımızı sıkıştırmaya çalışacağız artık.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder