14 Kasım 2013 Perşembe

Altın Sarısı, Geyik ve Sıcak Bir Gülümseme

Sabah 7 gibi Meryem yanıma gedi. Ben henüz uyanmamıştım. Onun sıcacık gülümsemesi ile uyandım. Bir süre yatakta birbirimize sarıldık sonra Meryem perdeyi aralayıp dışarıya bakmaya başladı. Önce yerdeki yapraklardan konuştuk. Her taraf altın sarısına boyanmıştı. Sonra birden bana heyecanla "anne buna inanmayacaksın!" dedi. Baktım, evimizin hemen önünde bir geyik. Aynı kartpostallardaki gibi. Bir süre geyiği seyrettik. Sanki kaybolmuş gibiydi. Bir ara yola doğru gitti. Sonra hızla tekrar bizim taraf doğru koşmaya başladı. Yoldan arabalar geçiyordu ve bu onu korkutmuştu. Bir süre daha ne tarafa gideceğinden emin olmayan adımlardan sonra yavaş yavaş gözden kayboldu. Meryem geyiğin bizimle yaşaması gerektiğini düşünüyordu. Ben ona geyiklerin evinin orman olduğunu bizim evimizin içerisinde mutlu olamayacaklarını açıklamaya çalıştım.

Yine yatağımızın içerisine girdik ve bir süre daha sohbet ettik. Meryem, Ashley ile Türkiye'ye gidip anneanne ve babaanneyi ziyaret planlarından bahsetti. Sonra başka bir konu, sonra başka bir konu daha derken uykumuz iyice açıldı ve beraber yataktan kalktık. Yeni bir gün için bundan daha güzel bir başlangıç olabilir mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder