20 Kasım 2013 Çarşamba

Minik Tatlılıklar

Bilge her zamanki gibi kendi işlerini kendi yapmakta ısrarcı. Pijamalarını çıkardık ve dışarı giysilerini giydireceğiz. Kıyafet seçiminden, kıyafetlerini giymeye kadar kendi yapmak istiyor. Bluzlerinin olduğu çekmeceyi açtı. Kendisine üzerinde top resmi olan turuncu bluzu çıkardı. Bir başka bluz daha aldı. Belki iki bluzu bir arada diymek istiyordur diye ses çıkarmadım. Turuncu bluzunu kafasından geçirmeyi başardı. Sıra kollarda. Kollarını içeriden geçiremeyince dışarıdan kol yerini tuttu ve içerisine geçirdi. Sonuçta hedefine ulaştı ama birazcık kendisini bluzü ile düğümlemiş oldu. O da bu işte bir yanlışlık olduğunun farkındaydı ama ne olduğundan emin değildi. Kollarını çıkarıp alttan giymesine yardımcı oldum. Sıra pantolanda. Aldığı diğer bluze ayaklarını sokmaya çalışıyor. O pantolan değil bluz diyerek elinden aldım ve ona pantolan verdim. Ayaklarını önce aynı bacak yerine sonra doğru yerlere sokup pantolonunu giymeyi başardı. Yüzüne yayılan gurur dou bakışla hadi gidelim der gibi bana baktı.

Akşam yemeğinden sonra masayı topladım. Birkaç parçayı toplamayı unutmuşum. Meryem kalan bir çatalı bana uzatırken ben ona kızım bana uzatmak yerine bulaşık makinasına koysan ya dedim. Emre o sırada bana dönüp sen de çocuklardan çok şey istiyorsun dedi. İşte tam bu sırada Bilge elinde bir kaşıkla bulaşık makinasının kapağını açtı ve kaşığı makinanın içerisindeki kaşıklığa koydu. Hepimiz Bilge'ye şaşkın gözlerle bakarken o gayet sıradan bir iş yapıyormuş havalarında idi. Acaba çocuklardan çok şey değil de az şey mi istiyoruz, bekliyoruz?

Bizim evde şu aralar sevgi kelebekleri uçuşuyor. Aman nazar değmesin. Bilge durup dururken Meryem'e gidiyor ve sıkı sıkıya sarılıyor. Meryem bu durumdan çok memnun. İkisi de fazlasıyla dokunsal çocuklar. Sonra gelip bizi öpüyorlar. Hep beraber birbirimize yaslanıp televizyon seyrediyoruz. Yani değmeyin keyfimize.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder