25 Eylül 2012 Salı

Kızımız Büyüyor...

Burada WIC diye bir program var. Acilimi Woman Infant Childcare. Ozellikle maddi geliri belli bir ortalamanın altında olan ailelere sundukları bir program. Biz de Amerika'da düşük gelirli aileler statüsünde olduğumuz için bu programdan yararlanabiliyoruz. İki asistan maaşı zaten cok değil. Hele hele şu an  icin sıfırın altına aday ailelerdeniz diyebilirim çünkü çocukların okul masrafı bizim kazandığımızdan daha fazla.

Bu sabah Meryem'in senelik düzenli kontrolu vardı. Önce Bilge'yi kreşe bıraktık. Okul öncesi başka bir aktivite planlamış olmamız Meryem'in çok hoşuna gitti. Gayet neşeli bir sekilde WIC ofise geldik. Ofisi gorunce daha önceki anıları canlandı sanırım ve hemen bana "anne ben yara bandı istemiyorum" dedi. Bu, ben iğne olmak istemiyorum demekti. Bakalım ne olacak dedim. İçeri girince çıkartmalar gözüne çarptı ve renkli bir yara bandının pek de fena olmayacağını düşünmüş olmalı ki "anne ben yara bandı istiyorum" dedi.

Öncelikle kolay olan aktiviteler. Kilosu 30 pound, boyu 32 inch. Şimdi sıra zor olanda. Bu hafta sonu korkularımızla nasıl baş edeceğimizden konuşmuştuk ve hatta aşı olma örneğini vermiştik. Meryem'e bunu hatırlatarak dedim ki "annecim, cok canın yanmayacak ama korkuyor olabilirsin. İstersen içinden dua edebilirsin." Meryem, bu dediğimi onaylayan gözlerle bana baktı ve beklemeye başladı. Aynı zamanda ne olacağını merak ediyordu. Parmağını uzattı. Oradaki hemşire kadın iğneyi Meryem'in parmağına batırdı. Sonra yavaş yavaş  akan kanı minik bir tübe doldurdu. Kızım bütün bunları çok büyük bir dikkatle seyretti  ve bir "ah" bile demedi. Kal alma işlemi bitiminde üzerinde Mini Mouse resmi bulunan cikartmayı aldi. O an kızımla gurur duydum. Ne kadar büyümüş olduğunu farkettim. Korkularımızla baş edebilmek büyük bir adım degildir de nedir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder