12 Eylül 2012 Çarşamba

Saclarimiz Bize Kuser mi?

Meryem daha dogdugu ilk dakikada parmagini agzina goturup parmagini emmeye baslamisti. Bu emme duygusunun ne kadar kuvvetli oldugunu gosteriyordu. Ilk ay emzik denedik. Ama ya emzigi agzinda tutamadigindan ya da istemediginden  kisa surede parmagina dondu. Bir ayin sonunda bas parmagi onun en yakin dostuydu diyebilirim. O zamanlar bizim icin bu aliskanlik buyuk bir kolaylikti cunku aglamak yerine kendi kendini teskin edebilecegi bir aliskanlik gelistirmisti. O gun bugundur o parmak her korktugunda, her uzuldugunde veya uykusu geldiginde agzinda. Dis yapisini bu durum epey bir etkiledi. Disleri one dogru kaydi. Son bir yildir parmagini biraktirmak icin bircok yontem denedim ve doktoru ile bu durumu bir kac kere konustum. Doktorlarin soyledikleri "biz tavsiye etmiyoruz ama siz deneyebilirsiniz". Bir ara parmaklarina aci oje surduk. Su anda ona izin vermiyor, zorla da suremiyoruz. Sonra birlikte kararlar aldik. O parmagini emmeyecekti ve ben de ona hediyeler alacaktim.

Ilk karar verdigimiz an bir cocuk magazasina gittik ve onun istedigi ve cok da pahali olmayan bir kac ufak hediye aldim. O zaman cook heyecanliydi ve parmagini emmeyi biraktigi icin kendisi ile gurur duymustu. Ayni gun vakit ilerledikce bu karar onun icin zorlasti. Farkinda olmadan elini agzina goturuyor ve ben de onu uyariyordum. Ozellikle uykusu geldikce icindeki istegi bastiramaz duruma geldi. Benimle ayni odada oldugu zaman parmagini agzina alamadigi icin oteki odaya gecip birazcik parmagini emip geri geliyordu. Tabii ben bunu hemen gozlerinden ve yuzune yayilan suclu gulumsemesinden anliyordum. Uzerine gitmedim, cunku bunun bir surec oldugunun farkindaydim. Ilk gun boyle gecti. Ertesi gun bu kacamaklar daha artti ve gunun sonunda artik pes etmisti. "Ben parmagimi emecegim." Bu kadar. Bu onun karariydi ve benim daha cok uzerine gitmemim bir anlami yoktu.

Parmak emmek tek basina olsa o kadar buyutulecek bir sey degil belki ama Meryem parmaklarini emerken saclariyla oynamayi cok seviyor. Saclari ile oynarken mutlaka bir tutam sac yolunuyor. Bu bir tutam sac parmagiyla birlikte agzina gidiyor. Saclarini da birlikte yiyor yani. Ben bu durumun TIP dilinde adi olan bir hastalik oldugunu bu konuda arastirma yaptikca ogrendim. Buyuklerde bu hastaligin adi  "Trichotillomania" diye geciyor. Bebeklerde de gorulebileceginden bahsediliyor ama kesin bir tedavi yontemi olmadigi soyleniyor. Onceleri parmak emmeyi birakirsa sac yolma aliskanligi da otomatik olarak kaybolur diye dusunuyordum. Cok hos, kivir kivir saclari var ama bir tarafi surekli yoldugundan, saclarinin yoldugu tarafi diger tarafina gore acik bir sekilde kisa. Ayrica saclari seyrek ve hic kestirmemis olmamiza ragmen yasina gore kisa.

Madem acik acik bu aliskanliklarindan kurtarmayi basaramiyorum once masallarla, kisa hikayelerle bilinc altina parmak emmenin ve sac yolmanin ne kadar zararli oldugunu yerlestireyim diye dusundum. Aksam hikaye saatimizin iki hikayesi bunu isliyor.

Bir varmis, bir yokmus. Bir tane parmak emen bir cocuk varmis. Parmagini o kadar cok emiyormus ki parmagi eskimis. vs, vs.

Bir varmis, bir yokmus. Bir tane cocuk surekli saclarini yoluyormus. Saclari cok uzulmus bu duruma.Sen benim canimi yakiyorsun demis ve cocugan kusmus. vs, vs.

Bu iki hikayede de cocuk kendi kendine karar veriyor. "Ben bir daha parmagimi emmeyecegim."
"Ben bir daha saclarimi yolmayacagim". Parmak iyilesiyor. Cocugun saci cocukla barisiyor ve upuzun oluyor ve sonsuza kadar mutlu oluyorlar.

Ne kadar bilinc altina bu aliskanliklarindan kurtulmasi gerektigini yeslestirebilirim bilmiyorum ama su an icin bulabildigim en iyi cozum bu. Meryem tabii ki hikayedeki cocugun kim oldugunu biliyor. Bana her gece:
 - Anne bana meryem'i anlatsana...
diye istekte bulunuyor. Yani bu hikayeleri dinlemeyi seviyor. Hikayenin sonunda:
- Parmagimi azicik emecegim.
diye kendine bir cikis yolu buluyor ve tekrar vazgecemedigi aliskanligina donuyor. Saci icin ise aciklamasi "Ben sacimi yolmuyorum, sadece oynuyorum". Gecen gun arabada giderken hikayeyi hatirlatarak "Meryem, saclarin sana kusmesin kizim" dedim. O da her zamanki savunma icgudusuyle "anne sadece oynuyorum" dedi. Sonra bakti ki oynarken elinde yine bir tutam sac"Anne oynarken sacim kopmus. Cok komik." diyeyerekten aslinda koparmayi ne kadar isteksiz ve bilincsiz yaptigini bana bir kez daha gostermis oldu.

Belki daha zamani degil. Belki biraz daha beklemeliyiz. Insanin cocugunun kendine zarar verdigini gormesi ve bu konuda caresiz kalmasi ne zor bir durum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder