28 Ekim 2012 Pazar

Cider Mill Gezisi 1

Geçtiğimiz hafta ve bu hafta Michigan'daki Cider Miller'i tanima firsati bulduk. Geçen hafta Pazar günü buradaki bir grup Türk arkadaşla St. Johns'taki Uncle John Cider Mill'e gittik. Çocuklar için eğlenebilecekleri herşey vardi. Dönme dolap, miniyatür tren, tırtıl, her türlü zıplama oyuncakları, oyun alanları, baloncu amca, patlamış mısır, elma şekeri, vs. Çocuklar icin bir harikalar diyarı diyebilirim. Elma ağacları, bal kabağı tarlası, elma şarap evi ziyaretlerini traktör veya at arabası ile yapabiliyorsunuz. Haftanin 7 günü açık. Geçen hafta Pazar günü sanırım hem Pazar olduüu için hem de hava çok guzel olduğu için sanki bütün Michigan oradaydı.
 Önce mini lunaparkı ziyaret ettik.

Meryem'in Tırtıl macerası biraz aksamalı oldu. Meryem ile birlikte tırtıla binen cocuk tırtıl hareket eder etmez ağlamaya basladı. Görevli adam tırtılı durdurdu ve ağlayan coçuğu indirip yeni bir çocuk bindirdi. Bir süre sonra yeni binen çocuk da  ağlamaya baslayınca görevli tırtılı tekrar durdurmak zorunda kaldı.







Bu durumu Meryem şaşkın bakışlar içerisinde izlerken o ilk bindiğindeki heyecanının birazcık korkuya döndüğünü anlamıştım. Üçüncü kez dönmeye başlayan tırtıl bu kez duraklama olmadan turunu tamamladı.

 Trenin lokomotifine  Meryem heyecanla geçti.

Bilge de arkadaki yolcu vagonuna...


 Kısa Tren yolculugu sonrasında dönme dolaba bindiler. Bilge dönme dolaptan tren kadar mutlu olmadı. Bir süre sonra oturdugu yerden bana yalvaran bakışlarla bakmaya başladı. Kendisini emniyet kemerinden kurtarıp ayaklanınca dönme dolap turunu kısa kesmek zorunda kaldık.
Diğer çocuklarla bir araya gelip at arabasına binmeye gittik. At arabasını çeken atlar çok güzellerdi. Çocuklar at arabasına binmeden önce atlara merhaba diyerek atları sevdiler.

At arabası sırasında Bilgeiyi kucağımda tutmakta epey bir zorlandım. Yanından geçtiğimiz elma agaçlarının dallarını tutmaya calışıyor veya aşağıya inmeye calışıyordu. Bilgenin güvenliğini sağlamaya çalışmaktan gezinin tadını çıkarmam çok mümkün olmadı.
At arabasından inince çocuklar peşimize takılan köpeği sevdiler. Bilgeyi köpeğin yanından ayırabilmem epey bir zor oldu.

 Taze elma suyu ve donut zamanı. Meryem donutların satıldığı yere yaklaşır yaklaşmaz kokuyu aldı ve anne acıktım demeye başladı. Bu orada satılan donutlar için dile getirilen bir açlıktı.

 Baloncu amcadan aldıkları kelebek şeklindeki balonları Meryem ve Zeynepı bır süreliğine oyaladı.
Sonrasında canlı müzik eşliğinde dansettiler. Bilge, Meryem ve Ekrem epey bir süre müziğin tadını çıkardılar.
 Çocuklar için hazırlanmış oyun alanı son durağımız oldu. Meryem bir süre oyun evinde oynadı.
 Daha sonra Ekrem ile birlikte tahta trene bindiler.
 Daha sonra da şişme atları sürmeyi denediler.
 Oyun alanı kumla kaplanmıstı ve bu durum en çok Bilgeyi mutlu etti.
Günün sonunda ikisi de baştan aşağı kum olmuşlardı. Bilge sadece kumla oynamakla kalmadı tabii ki. Fırsat buldukça ağzına götürmeyi de ihmal etmedi. Bir ara bu yeme işini abartıp yere yüzün koyun uzanıp yemeye bile çalıştı. Daha fazla kum yememesi için epey bir mücadele etmek zorunda kaldım.
 Günün sonunda ikisi de epey bir yorulmuşlardı. Arabaya biner binmez uykuya daldılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder