29 Ekim 2012 Pazartesi

Cider Mill Gezisi 2

Bu gectigimiz hafta sonu Novi yakınlarında bir Cider Mill'e gittik. Novi Lansing'e yaklaşık olarak bir saat uzaklıkta bir yerleşim yeri. Pittsburg'dan arkadaşlarımız gelmişti ve iş dolayısıyla geceyi Novi'de geçirmişlerdi. Onların çok yol gitmesine gerek kalmadan ve onlar için farklı olabilecek bir aktivite düzenlemek istedik. Tabii ki bu aktivite bizim çocukların da hoş vakit geçirebileceği bir şey olmalıydı. Böylelikle bu ikinci Cider Mill gezimizi yapmış olduk.
South Lyon'da Erwin Orchards diye bir yere gitmeye karar verdik. Websitesinden aktivite olarak zengin bir yer olarak görünüyordu ve daha önce giden insanların yorumları da fena değildi. Bir önceki haftaya göre çok daha küçük çaplı olduğunu baştan söylemem gerek. Çocuklar için olan aktiviteler daha sınırlıydı ama yine de hoş bir gezi oldu. Halloween temasına uyun olarak düzenlenmiş bölümleri vardı.
Çocuklar Hay Maze denilen balya samanlardan oluşmuş oyun alanına bayıldılar.
Bilge samanların üzerinde yuvarlandı. Saman toplarının üzerine tırmanmaya çalıştı.



 
Babasının yardımı ile olsa da saman toplarının üzerinde olmaktan dolayı kendisi ile gurur duyduğunu gösteren hareketleri ile cok sevimliydi.

 Gördüğü ilgi ise onu ayrıca memnun etti. Zahit abisinin kucağında mutluluk pozları verirken fotoğraflamakta hiç zorlanmadık.
 Emine Hocamıza ise bir ayrı sarıldı.
Meryem, babası ve Zahit ile birlikte saman balyaları üzerinde epey bir oynadı. Bir balyadan diğerine atlamak için yarıştılar. Bir ara Emre ile Zahit Meryem'i unutup kendilerini oyuna kaptırmışlardı bile.


Küçük bir alanı hayvanlar için mini bir çiftliğe dönüştürmüşler. Çiftlik hayvanlarından numunelikler çocukların onları sevmesi için hazır bekliyordu: Eşek, lama, midilli, yavru keçiler, koyun, domuz ve yavru inek. Bu alana gelince ilk olarak Midilli Meryem'in dıkkatini çekti. Atı görünce heyecanlandı. Binebileceğini düşündü. Ben ona buradaki hayvanları sadece sevebileceğini söyledim. Bunun üzerine sadece sevme amaçlı (aslında atın üzerine binmeye çalışır mı diye korkmadım desem yalan olur) bu mini çiftliğin içine girdi ve bütün hayvalara tek tek dokundu.

Sonrasında ayçiçeği bahçesinin oraya doğru yürüdük. Meryem hala tarlada kalmış olan kurumuş ayçiçeklerinin çekirdeği olup olmadığını kontrol etti. Maalesef hepsini kuşlar yemişti.
Daha sonrasında elma ağaçlarının olduğu tarafa doğru yürüdük. 



Açık havada yürüyüş sonrasında taze elma suyu ve tarçınlı donutlara kim hayır diyebilir. Biz de hemen donutlarımızı ve elma suyumuzu aldık. 


Toplantısı yarım saat kadar erken biten Miray da bize katılınca kadro tamamlanmış oldu. Ekim ayı olması sebebiyle her yerde cadılar bayramı temalı süslemeler vardı.
Korku odası çok çekici görünmesine rağmen çocuklarla çok uygun olmayacağını düşünerek sadece önünde poz vermekle yetindik.
 

Hep beraber etrafta uzun bir tur attıktan sonra biraz üşümüş biraz da yorgun bir şekilde arabalarımıza bindik. Bilge ve Meryem'in uykuya dalmaları çok sürmedi.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder