25 Şubat 2013 Pazartesi

Minik Muzurluklar

Bilge her geçen gün büyüyor. Bir yandan bebek yumuşaklığının tadını çıkarmaya çalışıyorum bir yandan da minik aklını yetirdiği şeyleri keyifle gözlemliyorum.

Uyku zamanı öncesi rutinin farkında. Önce bir veya bir kaç kitap. Sonra ışıklar sönüyor ve ben onların üzerlerini örtüp ya bir ninni söylüyorum veya uyumalarını bekliyorum. İşte bu ışıkları söndürüp üzerlerini örttüğüm sırada muzur Bilge devreye giriyor. Uyku vakti olduğunu biliyor ve hemen uykuya dalmak istemediği için yorganı yüzüne kadar çekiyor ve "ceeee". Meryem bunu istiyor zaten. Bu sefer Meryem de ona katılmaya başlıyor ve bir süre odada bu oyun eşliğinde kahkahalar yükseliyor. Beş dakika kadar bu oyunu oynamalarına izin veriyorum. Ben "hadi o zaman kendiniz uyuyun, ben gidiyorum" diyorum bu sefer ikisi de hemen yataklarına dönüyorlar. Bilge'nin o sırada yatağının içine girişi çok komik. Bana gitme der gibi gözlerle bakıyor ama bir yandan da aslında daha uyumaya niyetim yok bakışı içeriyor. Ben tekrardan yataklarının bir köşesine oturuyorum. Bilge yavaş yavaş Meryem'in yatağının oraya doğru gidiyor ve onun yatağına çıkarak Meryem ile güreşme sarılma arası bir oyun oynuyor. Bir beş dakika daha...Ben tekrar gayet ciddi bir şekilde herkes yatsın artık deyince bu sefer yatağın en köşesine kafasını gömüyor, bir süre öyle duruyor. Ben oh sonunda uyuyacaklar derken bir süre sonra bakıyorum Bilge'den komik sesler geliyor. Sonra olanca sevimliliği ile bana ve Meryem'e bir bakış atıp tekrar kendini saklıyor. Artı beş dakika daha. En son onları odada bırakıp hadi bakalım kendi başınıza uyuyun diye odadan çıkıyorum ve odanın kapısını kapatıyorum. Her nasıl olduysa o kapı açılıyor  [Bilge'nin o kapıyı açma ihtimali yok, Meryem ise hep kendisinin açmadığını söylüyor] ve Bilge peşimden yüzünde o muzur gülümsemesi ile geliyor ve salonda koltuğun üzerinde dizime yatıyor. İkisi de biliyor ki ben onları geri yataklarına götüreceğim ve onlar uyuyasıya kadar başlarında bekleyeceğim ve böyle de oluyor.

Ben dışarı çıkma hazırlığı yaparken hemen bana kendi paltosu ve ayakkabısını getiriyor ve elimi tutup bırakmıyor. Ben de seninle geleceğim beni burada bırakma demeye çalışıyor ama maalesef her zaman onu yanımda götüremiyorum.

Meryem bana sarılmış birlikte yatıyoruz. Bilge geliyor yavaş yavaş araya giriyor ve bir bakıyoruz Meryem dışarıda kalmış ve Bilge benim yanımdaki yerini sağlamlaştırmış. Meryem bu duruma sinir oluyor tabii. Minik farelerin en dar deliklerden sızıp kendilerine bir yer bulmaları gibi Bilge kendi yerini yapıyor.

Biz televizyon seyrederken onunla ilgilenmemizi istiyorsa televizyonun sesini kapatıyor ve sonra bize muzur muzur bakıyor.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder